1975'in aralık ayında doğmuş olan aktör (imdb'de yazan bilgi yanlış yani. kısa bir google aramasıyla ulaşılabilecek 1975 aralık ayrıntısını önemsemeyip "1976'nın 1 ocak'ı de, geç yaae, kim uğraşacak şimdi?" demiş, geçmişler galiba).
filmografisi zincirbozan, ara, gölgesizler ve karanlıktakiler'den sonra çığ gibi büyümüş bir oyuncudur. özellikle ara'da selen uçer ile karşılıklı oyunculuğu müthiştir. sanırım sadece bu rolüyle bile kendisinin iyi bir tiyatro geçmişi olduğunu tahmin etmek zor olmayacak. her zaman içe kapanık, nadiren de olsa konuşkan ama bu zamanlarda da bomboş konuşan, tipik türk erkeği profili olarak gösterilen "abaza", ince fikirleri önce sorgulamaya çalışan ama anlamayınca da boş veren karakterleri canlandırdığını düşünüyorum. ara'daki "ender", karanlıktakiler'deki "egemen", gölgesizler'deki "postacı", nar'daki "mustafa" rolleri hep böyleydi. gölgesizler'deki ekran süresi çok az olmasına rağmen, postacının hayatını elinizdeki ayrıntılar yardımıyla biraz düşündüğünüzde diğer rollerindekine benzer yönler yakalıyordunuz. çiğdem sezgin'in yazıp yönettiği, galasını geçen ay antalya altın portakal film festivali'nde yapmış suna'da da yukarıdakilere benzer bir tipi canlandırdığını düşünüyorum.
cinnet geçirme/getirme sınırına çok yakın yaşadığından habersiz, içe kapanıklığını her zaman olumlu bir özelliğiyle saklamaya çalışan karakterler üzerine cuk diye oturuyor bence. müthiş oyuncu ali düşenkalkar'la kendisini karıştırdığım da çok oluyor. reha erdem'in en iyi filmlerinden biri olan korkuyorum anne'deki "ali" karakterini akakçe'nin filmografisindeki hemen hemen bütün rollerinde görebilirsiniz. saçma bir aşk üçgeninin içine düşmüş, kendinden emin olamadıkça önce kendisini, sonra çevresini zehre bulayan karakterleri canlandırdığında, eminim ki birçok erkek kendisini akakçe'nin gözlerinin içinde görüyordur. sıkışmışlık hissini görsel kanıtlarıyla birlikte ekrana taşıyabilen ender oyunculardan olduğunu düşünüyorum.
dizilerden para kazanmayı bitirdiğinde komple tiyatro ve uzun metraja abanacağını düşünüyorum. "bir süre dizi, bir süre uzun metraj oyunculuğu yapmak" gibi bi' mantığı olduğunu düşünüyorum. umarım seçimi kısa süre sonra sadece tiyatro ve uzun metraja kayar.