minimum wage'in bir değerlendirme tabanı değil, ortalama olduğu türkiye'deki değeri son 20 yılda fena şekilde değişmiş olan ücret türü. brütünün üzerinden bile %25'e yakın vergi kesen devlet, onu var eden vatandaşları olmaksızın hiçbir anlam ifade etmemeli ama işler bizde böyle işlemiyor tabii, biliyorsunuz.
ekşi'de yazılmış şu girdi, tarihe çakılmış bir çivi gibi olmuş. "o zaman dolares kaç liraydı, biliyoğn mu sen?" gibi saçma karşılaştırmaları ülke içine yansıtmayı başaramamış beyinsizlerin argümanlarına karşı tam olarak bir lav silahı görevi görecektir. türk lirasından 6 sıfır atılmadan önceki halinin şimdiki zaman ile kıyaslanması da müthiş olmuş. böylece onlarca ve hatta yüzlerce kat yoksullaşmış insanların gözlerinin 2023'te açılmasına dair umut da halen ayakta kalabiliyor. pandora'nın kutusu'ndan son çıkanın umut olduğunu ve bunun bir lanet olduğunu unutarak düşünmek en güzeli belki de.
21 yıl içinde şunlar olmuş, kendime göre özetleyeyim:
- asgari ücret yaklaşık 33 kat artmış.
- asgari ücretin azalmasıyla birlikte, günlük kullanımdaki besin ve diğer maddeleri alım gücü de cehennemi görmüş. 1 kg kuşbaşı etin fiyatı 8 katına, 1 litre motorinin fiyatı 25 katına, 1 kg toz şekerin fiyatı 32 katına, 1 litre ayçiçek yağının fiyatı 76 katına çıkmış.
- gene asgari ücretin alım gücüne olumsuz yansımalarıyla birlikte ekmeğin adet fiyatı 50 kat, 1 kg beyaz peynirin fiyatı 40 kat, çeyrek altının fiyatı ise 51 kat artmış.
asgari ücretin arttığı katsayı ile ürünlerin katsayısını kıyaslamak makul değil çünkü asgari ücret o zamanlarda ortalama ücret değil, gerçekten de taban ücretti. ve insanlar beyaz peynirinden rakısına, ekmeğinden etine kadar çoğu şeyi az az da olsa alabiliyordu. 1 ay kadar önce eve beyaz peynir aldım sanırım. etanole döndükten sonra özel bi' gün yoksa tekelden alkol almıyorum. düğün dernek olduğunda altın takma zorunluluğu doğmasın diye "hastayım" yalanını bu günlere denk getirmeye çalışıyorum. ayrıca, 20 yılda refah seviyesinde gram düzelme olmayan bir devletin nasıl ayakta kaldığı da büyük bir soru işareti bende. "geççek" diyerek gaza gelmek de, "artık bittik" diyerek üzüntüden karalar bağlamak da bana anlamsız geliyor.