yaptığı filmlere sadece "film" demekle tonla şeyi eksik bıraktıran yönetmendir. hangi filmini izlerseniz izleyin, taa en derinde bir yerde, kıpırdayan küçük parıltılar ve o parıltıların etrafını saran küçük hüzün bulutları yakalamak mümkün. filmlerinde parıltı ve hüznün hissedilir hacmi küçük olsa da yoğunluğu çoktur. bunun en büyük sebebi de tabii eleni karaindrou'dan geliyor. sadece hikayeleri dinleyip kendi müziğiyle nasıl o görüntülerin dilini yakaladı kim bilir... müziklerin ve görüntülerin dansı, şiiri, düeti artık adına ne demek isterseniz diyin. benim için theo angelopoulos söylenenlerin ya da görülenlerin değil hislerin yönetmenidir.