artan yaşla beraber mantıken zorlaşması gerekirken, (yalnızlık korkusu) iyice kolaylaşan ve hızlanan eylem. silme kriterleri çoğalırken, tahammül seviyesinin iyice azaldığı zamanlarla harmanlanan bir durum.
bazen şöyle bir geriye baktığınızda, ulan geçmişte ne kadar salak saçma insanlara ne toleranslar göstermişim diye şaşırırken, olgunlaşan hayat bakışınızla o tolerans gösterdiğiniz kişilerin tırnağı etmeyecek insanları tek hatada harcar olursunuz.
aslında daha iyi ifade etmek gerekirse "hata" tanımı da değişir, şekillenir.
eski benliğinizde "ekti lan o beni" dediğiniz şey, "canı istememiştir" bölümüne geçer. bu durumları büyük bir genişlikle karşılarsınız. ne bileyim, üst üste birkaç defa aramanıza hiç dönmez, ama siz; "vakti olmamıştır" sakinliğinde bakarsınız.
aylarca konuşmadığınız insanla, aylar sonra görüştüğünüzde kaldığınız yerden devam edersiniz. "bu süreçte beni hiç aramadı ama" gibi sitemkar düşüncelerden eser kalmamıştır, "hayat işte, hepimizi bir yere sürükledi, aha işte denk geldik" dersiniz. gibi, gibi...
ama tüm bunlara rağmen bir insanı "bir cümle" yüzünden "tak" diye silersiniz. ifade ettiği tek bir düşünce yeter sizin bu net duruşu sergilemenize. diyebilirsiniz ki; "tek bir cümlede nesini anladın a q" artık kilit nokta da odur işte. anlarsınız. diğeri aramasın, gelmesin, dönmesin... bir şey olmaz. hep kalır, hep oradadır.
tüm bunların yanında bir de olması gereken yalnızlık korkusu durumuna rağmen, (ve dediğim gibi yoktur tuhaf bir şekilde) "sikerler eşiği" noktasındasınızdır. bahsi geçen zamanlarda verdiğiniz emekler, didinmeler, "ulan ne saçma işlerle uğraştım" düşünceleri sizi, "hayat gidiyor, harcayacak vaktim yok artık, bu insanı dinleyene kadar gider evde kahvemi içer kitabımı okurum, netflikşimi izlerim" diye düşünürsünüz.
doğal döngüsünde tolerans, doğal döngüsünde paylaşım olur, güzel olur, harika olmasa da doğal olur, yapmacıksız olur.