bazen de kendi kendilerine sizin bazı tişörtlerinizin yer bezi olması gerektiğine ya da beklettiğiniz dergilerinizin çöp olduğuna karar verirler. her anne gibi benim annem de birçok tişörtümü zayi etmiştir.
özellikle hatırladığım solmuş, böyle hippi tişörtü gibi ağartıcıyla renklendirilmiş bir tişörtümü aldığım gün atmasıydı. poşetinden çıkarmış, öylesine yemek masasındaki sandalyelerden birinin üzerine bırakmıştım. orada da unutup okula gitmiştim, akşam gelip sorduğumda "ne yapıcan eski şeyi, zaten solmuştu renkleri menkleri" cevabını almıştım.
bari biri bulsa da giyse diye temenni etmiştim ama annem atmadan önce güzel de bir temizlik yapmış sağolsun. güzel toz toplamıştır havı daha gitmemiş yeni kumaşıyla.
yıllar geçti ve anne olarak kafama göre bir şey attığım olmadı, genelde soruyorum. soruyorum da bir türlü o balansı anlamadım gitti. çöp olduğuna emin olduğum bir şeye firavun'un hazinesi muamelesi yaparken, bu senin için özel olmalı, arkadaşının sana yazdığı bir şey dediğime de "yok yeaa, at gitsin saçma sapan bir şey" cevabını alıyorum.