bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
ötanazi temel insan haklarından birisi olarak görülmelidir.
ötanazi karşıtları hayatın kutsallığına vurgu yapar, ötanazinin tanrı'dan rol çalmak olduğunu düşünür. bu mantık doğru olsaydı, doğal yollardan ölecek insanları tıbbın imkanlarından yararlanarak yaşatmak da aynı şekilde tanrıdan rol çalmak olacaktı. diğer yandan tanrıya inanmayanlar için bu argümanın geçerli olarak ileri sürülmesi-tanrının varlığını onlara kanıtlamadıkça- mümkün değildir. adam tanrının varlığına inanmıyor, ama siz ona inanmadığı bir varlıkla haklı çıkarılan bir görüşü kabul etmesini istiyorsunuz.
bir diğer grup, bu uygulamanın yaşam hakkının dokunulmazlığına ilişkin zincirleme bir etki yaratarak sonuçta insan hayatının dokunulmazlığı ilkesini sulandıracağını savunur. bu doğrultuda nazilerin de işe ilk olarak ötanazi programlarıyla başladığına işaret eder. (bkz: kaygan yamaç) halbuki bir uygulamanın tarihsel bir dönemde bir grup kötü insan tarafından kötü niyetle kullanılması o uygulamayı ahlaken yanlış bir uygulama yapmaz. naziler istemedikleri gruplardan kurtulmak için ötanazi adı altında cinayetler işlediler. ötanazi işledikleri cinayet için sadece bir paravandı. hitlerin işe ötanazi ile başladığı sonra hızını alamayıp soykırıma vardırdığı iddiası komik. soykırım önceden planlanmış makro bir dünya görüşünün doğal sonucu ve uygulamasıydı. konunun hızını alamamakla ne alakası var?
bir başka grup suistimal ihtimalini gündeme getirir. eğer ötanazi kabul edilirse, hastanın ölmesinden çıkar sağlayacak kişilerin, örneğin kötü niyetli mirasçıların, hastaya ölmesi için baskı yapabileceği ileri sürülür. yine hastanın ''kağıt üstünde'' sözde rızasının alınması çeşitli türden sahtekarlıklara açıktır. ancak bunu önlemenin yolu, ötanaziden vazgeçmek değil gerekli yasal çerçeveyi oluşturup önlemler almaktır.
bu ham düşüncelerin tek sonucu her yıl on binlerce insanın ölmeden önce büyük ve gereksiz acılar çekmesidir.
bu endişeler yerinde olsa bile bu sakıncalar on binlerce insanın korkunç acılardan kurtulması için göze alınabilecek istisnai durumlardır. suistimale açık olan istisnai durumlar nedeniyle aksiyon almaktan kaçınılması durumunda diğer pek çok hakkın da kabul edilmemesi gerekir. çünkü hemen hemen bütün haklar kötüye kullanılabilir. örneğin ifade özgürlüğü insanları ana akım medyayı elinde tutan bir avuç insan halkı egemen güçlerin çıkarları için manipüle edebilir. bu durum pek öyle istisnai bir durum olmasa bile biz ifade özgürlüğünün getirdiği yararların ağır bastığını düşündüğümüz için bu ilkeden vazgeçmiyoruz.
bu arada bir şeye dikkat çekmek gerekiyor. ötanaziye karşı çıkanlar sanıyor ki, ötanazi talep eden insanlar bunu iyileşebilecek hastalıklar için talep ediyor.
ötanazi savunuclarının hemen hemen tamamı, bunu sadece geriye dönüşü mümkün olmayan, ölüm garantili hastalıklar ve insanın dayanma kapasitesini aşan ağrı ve acıların dindirilmesi için istiyor. bütün bunların da profesyonel hekimlerin kararı, onayı ve desteğiyle gerçekleşmesini savunuyorlar.
ötanazi isteyenlere intihar yolunun açık olduğu, ötenazi isteyenlerin kendi hayatlarının ve ölümlerinin sorumluluğunu üstlenmesi gerektiği ileri sürülebilir. bununla birlikte, her ne kadar ikisi de aynı sonuca götürse de intiharla ilgili psikolojik bariyerlerin olduğunu kabul etmek gerekir.
bunu önlemenin bir yolu varken, yer yüzünde bunca acı gerçekten çok gereksiz.
not: daha önce ötanazi başlığı altında dile getirdiğim bazı fikirleri geliştirerek bu başlığa ekledim.