1. Efenim malum kulağım da duymuyor (bkz: ) kendi iç sesime yönelerek rahat rahat kafamda topladıklarımı, sizlerle paylaşmaya karar verdim.

    monogomi diğer tüm girdilerde açıklandığı ve sizlerin de bildiği gibi "tek eşlilik" demektir.
    fakat bu tek eşlilik ne ola ki?
    benim için tek eşlilik; "bir deli bir kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış" durumunun tam yansıması, tam karşılığıdır.

    şimdi bu tek eşlilik resmiyette, daha evvel de anlatımını yaptığım bir tektaş yüzük (bkz: ) saçmalığıyla başlamaktadır ki düşman başına.

    ben konuya tam girmeden ilk olarak açıklamalıyım ki, bazılarınızın da bildiği gibi 13 yıllık evli bir insanım.
    eşimi seviyorum, iyi günde kötü günde durumları yaşandı, yaşanıyor.
    birbirimize destek oluyoruz falan filan. bildiğiniz saçmalanmayan, karşılıklı sevgi saygı durumlarına dayanan evlilik türü. olması gereken yani.

    aslında işte tam da konu bu. olması gereken?

    efenim ben bir abi (bkz: ) ile büyümüş bir insanım, aynı ailede, aynı evde, aynı anne baba tarafından büyütülmüş, aynı anne baba tarafından imal edilmiş, çoğu zaman aynı arkadaşlarla takılarak, aynı ilkokula giderek büyümüş bir insan.
    beni şimdi abimle aynı eve koysanız birkaç güne, bir daha görüşmemecesine birbirimize dalarız.
    eminim.

    şimdi ben, benden çok ayrı bir evde, ailede büyümüş, başka sokaklarda koşmuş bir adamla pat diye aynı evde yaşamaya başlıyor, aynı yatakta uyumaya, aynı banyoyu paylaşmaya, aynı mutfakta farklı damak tatlarıyla belli bir alanda uzlaşmaya vs vs... başlıyorum.
    neden?
    lan biz nasıl manyaklarız gerçekten anlayamadım.

    kendi anamdan babamdan olma abimle, yıllar içinde "peh ne diyor ya bu" noktasına geliyorum.
    o da değişiyor, ben de değişiyorum.
    sevdiklerim değişiyor, bakış açım değişiyor, ne bileyim hatta ve hatta hayatta duruşum değişiyor.
    ama ben "bir yemin ettim ki dönemem" diye geziyorum. (şarkılı örnek)
    gerçekten nasıl bir kafadır sevgili dostlar, nerden çıktı bu tek eşlilik manyaklığı.

    şimdi başka platformlarda olsak ne kaltaklığımız eksik kalırdı, ne "başkasıyla takılmak istiyorsan ayrıl o zaman bitch" şeklinde hönkürmeler eksik kalırdı.
    evet de, konu o değil. (erşan kuneri'li şaka)

    gerçekten iki insanın bu kadar anlamsız bir şekilde bağlanmasına, bu bağlanma için resmen milleti şahit yazacak şekilde evraklı mevraklı iş yapılmasına akıl sır erdiremiyorum.

    hocam siz imzayı nerelere atıyorsunuz hiç düşündünüz mü?
    içinde imza ve şahit olan bir şeyin sıkıntılı bir iş olmamasına imkan var mı? ben şahsen muhasebecimle, ne bileyim borç harç işlerinde bankalarla falan imza alıp verme, kefil şahit işlerine girişiyorum.
    bin yıllık canım dostlarım var hiçbirinin imzasını bilmem "ne şekil" diye.
    zaten bir bit yeniği olduğu burdan belli.

    nerden çıktı, neden çıktı, neden sürüyor, bunlar hep sosyolojik araştırma konusu.

    ama nasıl ki muhtelif sosyal medyalarda "ateist insanın iyi olma sebebi" diye başlık, ve altında da onlarca girdi var, bu da aynı mantık.
    adam dine inanmıyor diye neden katil ya da hırsız olmadığını anlayamayan yapı, evlilik veya tek eşlilik olmazsa herkes her akşam başka biriyle sevişecek zannediyor.
    ha olsa olmaz mı, bana ne, ben ona da karışmam ama bence pek olası değil.

    velhasıl kelam genç beyinlere özgürlük vermeliyiz sevgili dostlar,
    belli ki bok gibi bir dünya bırakacağız, belli ki hayvanların bir çoğunu hologramla falan görecekler, ama bunu fırsata çevirip bu mevzuyu yavaş yavaş anlatmalıyız.
    ha isteyen yine yaşasın beraber, takılsın, gezsin.
    ama bunu kural, norm, örf, gelenek, "böyle gelmiş böyle gider" diye yapmasın. isteyerek yapsın.

    çizgi filmlerde , bile alttan alttan hep aynı mesaj.
    azalarak bitsin dediğim.









    #276593 la campanella | 3 yıl önce (  3 yıl önce)
    9sosyoloji terimi