1. cem yılmaz türkiye'de "adın çıkmış 10'a inmez 9'a" atasözünün rol modeli gibi oldu.
    birçok çalışmasında olduğu gibi bu yapımında da çoğunluk eleştiriyi, özellikle ekşi gibi yoğun mecralarda, güldürme kriteri üzerinden aldığından maalesef yine harcanmaktadır.

    erşan kuneri çok zor bir senaryonun çok detaylı ve en önemli karakteri.
    bilmem hiç senaryo yazmayı denediniz mi? ben denedim, kısa bir süre de ismi lazım değil bir kanalın, ismi lazım değil bir dizisinin senaryo ekibinde yer aldım.
    inanılmaz zor bir şey, gerçekten kendi kurduğunuz bağlantıları kaybettiğiniz zamanlar oluyor ki, birkaç kişiyle birlikte çalışırken bu çok daha olası elbette.

    bu dizinin senaryosunu aklım almadı sevgili dostlar; çok sağlam bir zeka işi gerçekten.

    dizide en çok eleştirilen şeylerden biri küfür ve kelime kalıplarıyla espri kasılması.
    bunu da bir düşünmek lazım, belli bir senaryonun içinde kalarak, aynı anda, aynı sahnede 8 farklı karakter varken, onların sohbet aşamalarını kaybetmeden, o anda kalmalarını başararak, bu kadar anlamsız ve saçma cümleyi, bu kadar küfürü yedirmek de çok sağlam bir iş diye düşünüyorum.

    bazı sekansların içerisinde bir anda karşınıza çıkan gölge ile olsun, yazı ile arkadan geçen olsun, masanın üzerinde görünüveren olsun, o kadar çok düşünülmüş şey var ki gerçekten takdir ettim.

    tüm karşılıklı konuşmaların arasında pat diye, bazısı da bilerek ve isteyerek göze sokularak, o kadar patlak yapılmış şey var ki bir süre sonra zaten tüm bunların anlamsızlığına eğlenmeye başlıyorsunuz.

    ben de ilk bölüm ilk 15 dakika içerisinde "haydi yerleşin artık" diye düşündüm yalan yok, her zaman, en beğendiğim yabancı dizilerin bile ilk bölümlerinde bunu yaşıyorum, ancak ikinci bölümden sonra herkes net olarak yerini almıştı.
    tamamını izleyemedim henüz, 5'te mi ne kaldım, benim nazarımda bölümler ilerledikçe karakterler iyice özünü bulmuş artık.

    bir süre sakince seyredip olayları yakalamaya çalıştıktan sonra, konunun, başlarına gelenlerin saçmalığı birden sizi de yakalıyor. yani gerçekten o kadar saçma ki bazı olaylar, bu kadar saçma bir şeyi nasıl oynama kararı almışlar diye daha çok eğleniyorsunuz. (en azından ben)

    oyunculuğun içinde yaptıkları oyunculuk gerçekten şaşırtıcı derecede başarılı. siz izlerken iki farklı karakteri de yakalıyorsunuz, bence önemli bir iş. çünkü kendi çektikleri filmlerdeki oyunculuklar, çektikleri filmlerin saçmalığına rağmen o kadar ciddi ki bu daha da komik. normal hayatlarında içip, eğlenip para kazanma derdinde olan bu, aslında mesleki anlamda "vasıfsız" diyebileceğimiz tipler, mesleklerini inanılmaz ciddiye alıyorlar. patronlarına her şeye rağmen derin bir saygıları var. senaryo bile denmeyecek fikirlere çılgınca heyecanlanıyorlar, kimse de bu ne saçma konu demiyor, hemen atlıyorlar.

    dizi içindeki tüm filmlerde siyasi dokunuş var. kendi yaptıkları bu dokunuşa karşı alay da var.

    cast muhteşem.
    çok büyük bir başarı, her bir detay ince düşünülmüş. masaların üzerindeki her şey, mobilyalar, duvarlardaki resimler, bardaklar çanaklar, halılar... en önemlisi de kıyafetler. çok detaylı, çok emek verilmiş.

    oyunculuklar da hepsi çok iyi ama benim için parlayan ve oldu. ikisi de bambaşka oynamışlar.
    birkaç bölümden sonra ısındı sanki.
    'da hakkını vermiş.


    -- spoiler --


    ebenin avı bölümünde gerçekten çok güldüm, her şey süper saçmaydı ve bölüm boyunca cem yılmaz'ın kolunun altındaki tavuğun anlamsızlığı ve sakinliği beni kopardı.


    -- spoiler --



    sözün özü ben beğendim, her bir bölümüne bu kadar farklı hikaye yazmak da, her bir bölümdeki bu kadar farklı hikayeye uyum sağlamaya çalışan bu kadar çok karakter yaratmak da büyük iş.
    sonuçta erşan kuneri benzeri bile olmayan ilk defa yapılan bir iş, daha iyilerine öncü olması da olası.
    haydi.


    #276231 la campanella | 3 yıl önce
    0dizi