-
Latince kökenli bir kelime olup dilimize fransızcadan geçmiştir.
latince karşılığı "toprağı işleme" manasına gelip fransızca kökeni tarım niteliği taşımaktadır.
türkçe karşılığı ise "yüksek genel bilgi"dir.
bir ton kültür tanımı vardır. yanlış hatırlıyor olabilirim ama antropoloji hocam 150 farklı kültür tanımından söz etmiş ve "her insan kendi kültürleri etkisi altında kalarak kültür tanımını yapıyor bu yüzden tüm kültürleri kapsayan bir tanımlama yapmak mümkün değil" tarzı bir şey söylemişti. bu yüzden biz de var olan tanımlamaları yazalım:
ama çok tanım var, yorulmayın diye iki tane bıraktım. diğerleri spoiler içinde, onlar da meraklısına
-- spoiler --
- "Bilgiyi, imanı, sanatı, ahlâkı, hukuku, örf-âdeti ve insanın cemiyetin bir üyesi olması dolayısıyla kazandığı diğer bütün maharet ve itiyatları ihtiva eden mürekkep bir bütün." (E. B. Taylor)
- "Bir topluluğun yaşama tarzı." (C. Wiesler)
- "Atalardan gelen maddî-manevî değerler yekûnu." (E. Sapır)
- "İnsanın tabiatı ve kendini idare etme yolu ile bizzat meydana getirdiği eser." (A. Young)
- "Bir toplulukta örf ve âdetlerden, davranış tarzlarından, teşkilât ve tesislerden kurulu ahenkli bütün." (R. Thurnwald).
- "Umumi olarak inançlar, değer hükümleri, örf ve âdetler, zevkler, kısaca insan tarafından yapılmış ve yaratılmış her şey." (A. K. Kohen)
- "Bir millet fertlerinin iştirak hâlinde bulunduğu manevî hayat." (F. A. Wolf)
- "Bir yabana, bir kabilenin hudutlarını âdet ve yaşayış şekillerinin değişmesi ile kavrar; giyinmenin ve süslenmenin başka bir tarzı, ev eşyalarının ayrılıkları, başka silâhlar, yeni şarkılar, danslar vb... "(A. Vierkand)
- "Kültür (hars), bir milletin dinî, ahlâkî, hukukî, muakalevî (intellectuel), bediî (estetUjue), lisanî, iktisadî, fennî (thecnique) hayatlarının ahenkli mecmuasıdır." (Z. Gökalp)
- “maddî öğelerin, davranışların, düşünce ve duyguların, simgelerden oluşan ve simgelere dayanan bir örgütlenmesi” (L. White)
- "Kültür, belirli bir topluluğun, sosyal etkileşim yoluyla sürdürdüğü ve bireylere kazandırdığı maddî-manevî yaşam tarzı ve dünya görüşü bileşimi, onların bir bütünleşmesi olup, varlık nedeni ve sonucu ise çevreye uyarlanma, giderek çevreyi kendi kuramsal amaçları doğrultusunda değiştirme dinamiğidir." (Y. İzbul)
- “örgütlenmiş bir simgesel sistemler toplamı.” (C. Geertz)
-- spoiler --
- "Bir toplumun üyesi olarak, insanoğlunun öğrendiği (edindiği) bilgi, sanat, gelenek-görenek ve benzeri yetenek, beceri ve alışkanlıkları içine alan karmaşık bir bütün." (E. Tylor)
- "maddi ve manevi ögelerin hepsi, her şey." (yavuzthehun)
bu tanımlamalardan en çok kullanılan, en doğru kabul edilen E. tylor'a ait olandır. ondan sonra benimki*
insan doğada hayatta kalabilmek, gerekli ihtiyaçlarını (barınma, beslenme, inanç ritüel vs) karşılamak için çeşitli şeyler buldu, icat etti tüm bunlar da kültürü oluşturdu.
kültür insanı diğer canlılardan ayıran en önemli şeydir. şempanze de zeki ama kültürsüz yazık...
kültür bir sorun çözme biçimidir. pençelerimiz olmadığı için bıçak yaptık şimdi de o yapılan bıçakları görmek için müze geziyoruz.
ayrıca bir insan doğduğunda herhangi bir kültüre sahip olmaz zamanla yaşadığı toplum içinde kültürel özellikler kazanır.
gelelim kültürün özelliklerine:
- hem evrensel hem özeldir.
- kapsayıcıdır: insan yaratımı olan her şey kültürün içindedir.
- toplumsaldır: kültür topluma aittir, bireye ait olamaz.
- soyutlamadır: hayatın içinde kültürü net olarak gösteremeyiz. en fazla kültürel nesneleri somut bir şekilde sunabilir.
- tarihsel süreklilik içinde dinamik ve değişkendir: evet kültür değişir ama yavaş bir şekilde ağır ağır bazen de hızlı bir şekilde duruma göre değişiyor. bu değişim içinde ardında kültürel kalıntılar bırakıyor.
- öğrenilen bir şeydir. dediğimiz gibi kimse doğar doğmaz bir kültürün özelliklerini taşımaz zamanla toplumla iç içe bir şekilde onu benimser, öğrenir.
- ihtiyaçları giderir, doyum sağlar: temel ihtiyaçlarımız doğrultusunda kültür şekillenir.
- bütündür, bütünleştiricidir: toplum içinde alt kültür vardır, ama asli kültür toplumun tüm sınıflarını kapsar. birleştirir.
- simgeler sistemidir: el öpme, büyüğün yanında bacak bacak üstüne atmama
- hem maddi hem manevi yönü vardır: eh bunu biliyoruz zaten kültür ikiye ayrılıyor maddi ve manevi olmak üzere.
- doğal ve toplumsal dünya arasında çevirmendir: doğaya ithafen verilen anlamlardır kısaca.
- uyarlanma tarzıdır: kültür sayesinde her yerde yaşayabiliriz. dağda, çölde, kutupta kültür sağ olsun
- hem uyarlayıcıdır hem uyum bozucudur: bizler yeni yerlere uyum sağlarken yeni yerlerin uyumlarını bozarız. köyden kente taşınan gecekondu ailesi buna örnektir. onlar şehre uyarlanıyor ama şehrin uyumunu bozuyor.
kültürün alt başlıkları:
- milli kültür
- alt kültür
- karşıt kültür
- Kültür Taassubu - etnosentrizm (etnik merkezcilik) bu benim kaynakta etnosantrizm diye geçiyor
- asimilasyon. evet kültürün alt başlığıdır.
- amalgamasyon
- akültürasyon
son olarak kültürün birçok farklı süreci vardır:
- kültürleme
- kültürleşme
- kültürel yayılma
- kültürlenme
- kültür şoku
- kültürel gecikme
- kültürel özümseme
- kültürel birleşme ya da bütünleşme
- zorla kültürleme
- kültürel değişme
kültür ile medeniyet farklı şeyler, onları sakın karıştırmıyoruz tamam mı? aradaki farkları başka bir girdinin konusu