1. bu insanlar aslında 1969 yılında kanada'nın vancouver bölgesinde toplanmaya başlamış, 1971 yılında tam olarak kendilerini bu isimle anmaya başlamışlardır.

    gerçekten de, çevrede olan biten kıyımlara kızgın birkaç arkadaşın nükleer denemeleri protesto etmek amacıyla, kendi paralarıyla kiraladıkları bir tekne ile alaska'dan amchitka'ya gitmeleri ile başlamış bir sivil örgütlenmedir aslında.

    zaman içinde hareketlenen bu oluşum, temel olarak eylemi protesto etmek istedikleri "olayın" bölgesine giderek yapmak, şiddetten uzak durmak ve bilimsel verilerle hareket etmek, en en önemlisi de bağımsız olmak gibi ilkeleri benimsemişlerdir.

    türkiye'de greenpeace akdeniz bölge ofisine bağlı olarak 1992 yılında faaliyet göstermeye başlamıştır.

    kendileriyle ilgili çok spekülatif tonla eleştiri vardır ve aslında hemen herkes arkadaşlarından, ordan burdan, tırt kanallardan duydukları magazin haberlerle kuruluşa sayar, giydirir.

    türkiye greenpeace maalesef türk insanının aklında, istanbul istiklal caddesi'nde ya da ankara Yüksel sokakta yanına gelip onu tüketen, aralıksız telefonla arayarak vs bunaltan tanıtım çalışanı, gezici eleman gibi kişiler yüzünden kötü şöhretlidir.

    şu an muhtelif sosyal platformları açın, üşenmeyin göz gezdirin, olumsuz yorumların tamamı bu insanı bunaltan politikaları üzerinedir.
    siyasi duruşları, ya da son zamanlarda muhtelif çevreye zararlı şirketlerle yaptıkları iddia edilen ortak çalışmalar başlıklı olumsuzlamalar çok az yer tutar.
    herkes "la bi rahat bırakın" tadında türkiye ayağının çalışmalarından illallah etmiştir.
    ancak sizin de tahmin edeceğiniz gibi türkiye ofisin yönetim kademesi ve aktif çalışanları bu durumla hiç ilgilenmemektedir.

    greenpeace dernek, vakıf ve şirketlerden para yardımı almaz, sadece bireysel yardımlar alır. bağış politikası bu şekildedir ve gerçekten bir kişinin yardımına ihtiyaç duyarlar.
    bunun bokunu sadece bizde mi çıkartıyorlar bilmem, ama o üniversite öğrencilerinin aldıkları basit bir eğitimle, papağan gibi tekrarladıkları ve kişisel olarak kendini geliştirmemişse hiçbir alt yapısı olmadan ezberlediği cümleleri söylemeleri dışında tek amaçları günlük cep harçlıklarını çıkartma ve sosyalleşmedir.
    acaba sadece koca bir örgütü bunlarla mı değerlendirmeliyiz? şimdi ne oldular boyutuna sonra geçeriz ama onlar o yıllarda olmasaydı kim vardı, internetsiz küçük şehirlerimizde her şeyden bihaber dururken birilerinin "yeter lan" demesi önemli değil mi?
    şu tonla eleştirinin altında yazanlar konuşanlar bireysel olarak ne yapıyorlar, ne yapıyoruz?
    bir tarafı savunarak yazmıyorum sevgili dostlar, sizinle sohbet eder gibi yazıyorum, ben de bilmiyorum zira. elimdeki verileri sizinle paylaşıyorum, biraz da akıl yürütmeye çalışıyorum işte.

    sanılanın aksine yaptıkları eylemler ciddi para gerektiren işlerdir ve ilk kuruluş ilkelerindeki sessiz ama yerinde eylemlerle konuya ilgi çekerler.
    zira yıllar öncesini hatırlarsanız gdo meselesini kafamıza kakarak öğreten de kendileri olmuştur.

    türkiye'deki en akılda kalan ve en önemli işlerinden biri olan "seninki kaç santim" propagandasıyla ülkemizdeki yasal olmayan balık avlanmalarına dikkat çekmişti.
    vimeo.com/...
    (haberi de sunmuş way anasını)

    ülkemizde nato'nun nükleer füzelerine karşı yaptığı eylemleri de görebilirsiniz.
    arsiv.ntv.com.tr/...

    zamanında mersin'de yaptığı benzer bir eylem de insanları bu konuda haberdar etmiştir.
    www.youtube.com/...

    türkiye'de en çok eleştirildiği dönem gezi dönemiydi ve nerdesiniz kardeşim diye her kafadan ses çıkıyordu.
    aslında oradalardı, bir sivil örgütün hareket planı hazırlaması ve bir eylem karşısında nasıl tavır alacağı bizim tek başınıza "gidiyom ben" diye evden fırlamamıza benzemiyor elbette.
    o zamanlar bu konu hatırlayacağınız gibi futbol takımları için de geçerliydi.
    bakınız gezi ve greenpeace;

    twitter.com/...

    www.youtube.com/...

    ancak dünyada yaptıkları işler elbette her ne kadar kabul etmesek de, dünyanın pek de iplemediği bir ortadoğu ülkesi olan bizde yaptıklarından çok daha fazla ve bazen siyasal anlamda çok eleştirilseler de on numara reklamları vardır.

    atıyorum türkiye'nin bir köyündeki bir ırmak üstü çevre kıyımına gelmedikleri zamanlarda "nerede lan bunlar, hani çevrecilerdi" gibi sertçe eleştirilirler, ancak çok daha büyük olan kıyımlara odaklanmaya çalışmakta, ve en büyük sorunlara ilgi çekmeye çalışmaktadırlar ki kısıtlı para kaynakları vs ile daha büyük problemlere yönelmeleri çok da yanlış bir politika değil diye düşünüyorum.

    birçok ekonomiyi yönlendiren dünya devi markalara sağlam giydiren projeler yapmışlardır ki bu da aslında içinde elbette yanlış giden, zaman içinde yanlış ellere düşen yaklaşımlar olmasına rağmen, dik durmaya da çalışan birilerinin olduğunu göstermektedir.

    mesela burada 'nın plastik atıklarını gözümüze sokmuşlardır.
    aynı projenin reklamı da mevcut ki bildiğiniz gibi cola ülkelerin özel zamanlarına ait reklamlar hazırlar, genel olarak mutlu sofralar, aile bütünlüğü gibi manevi noktalara basmaya çalışırlar.
    www.greenpeace.org/...

    www.youtube.com/...

    kız çocuklarının eğlencesi bebekleri üreten firma "mattel" için hazırladıkları eylemler ve reklam çalışması.
    www.flickr.com/...

    www.youtube.com/...

    'e için başlattıkları proje;
    www.youtube.com/...

    ve için yaptıkları;
    www.youtube.com/...

    o dönemler 'in starwars temalı reklamlarına karşı hazırladıkları;
    www.youtube.com/...

    genel olarak arctic okyanusu için hazırlanan şu projeler gerçekten güzeldir;
    www.youtube.com/...
    www.facebook.com/...
    twitter.com/...

    genel bilgilendirme amaçlı çalışmalar;
    www.youtube.com/...

    I wan't kampanyası;
    www.youtube.com/...

    için;
    www.youtube.com/...

    karşı görüş olarak şunu da bırakmak isterim ki, genel bu bakış açısına da eminim;
    vimeo.com/...

    bir de aklıma geldi, olarak bilinen nazka çizgilerinin de canına okumuşlardı eylem yapacağız diye de, işte birkaç kişinin mallığını da koca örgüte mal etmek istemiyorum. bazı güzel görüşleri ve çabaları "walla para yiyorlamış" diye de eleştireceksek de alt yapısının araştırılıp, armutla elmayı karıştırmadan yapmak gerekli diye düşünüyorum.

    #275081 la campanella | 3 yıl önce (  3 yıl önce)
    1örgüt