bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
kim uyandığında saat dokuzdu, yatağın içinde doğrulup, masanın üstündeki sigarasına uzanıp, bir sigara yaktı, öksürdü, saat erkendi, gece 4 te yatmasına rağmen, öğlene kadar yatarım diye düşünürken,erkenden uyanmasını, pencere aralığından gelen soğğa bağladı. pencerenin açık yerine tıkadığı bez düşmüştü, kim sigarasını söndürdü, banyoya gidip elini yüzünü yıkadı, su buz gibiydi, soba sönmüştü, kuruması için astığı elbiseler kurumamıştı, ekmek kalmamıştı, masa üstüne yuvarlanmış bir kaç zeytini yedi, çarşıya gidip poğaça alıp, "aslım" çay ocağında çay ile yerim en iyisi dedi. dışarıda çok takılmaya niyeti yoktu, kahvaltı yapıp, bakkaldan akşam yemeği için birşeyler alıp dönecekti.elbise dolabına baktı, özel günlerin birinde giyerim diye düşündüğü yeni pantolu vardı, fakat bu sıradan bir gündü, zaten hemende geri gelecekti, işyerinde çalışırken giydiği elbiseleri giydi, çokta kirli değillerdi zaten, saat dokuz buçuk olmuştu, kim dışarı çıktı, s ilinin merkezine doğru yürümeye başladı.
gya uyandığında saat 9,15 civarıydı, önce ılık suyla bir duş aldı, sonra elbiselerle dolu odasına girdi, güzel elbiselerinden bir kombine yaptı, aynaya bakıp takılarını taktı, saçlarını taradı, hafif bir makyaj yaptı, salona indi, hizmetçi kız kahvaltınızı hazırlimmi diye sordu, gya "hayır bugün eoo yl ve aük ile dışarda yiyeceğiz, sen bana bir espereto mucho mac hazırla" dedi. hizmetçi kız emredirsiniz diyip mutfağa giderken, gya da yeni gelmiş gazetelere dergilere göz attı. hizmetçi kız espereto mucho maci hazırlayıp getirmişti, gya "kahyaya söyle siyah arabamı hazırlasın" dedi. hizmetçi kız kahyaya haber vermek için çıktı,gya keyifle kahvesini içiyordu.
eoo arabasına binip kontağı çalıştıracağı sırada, kedi seslerini duydu kaputtan gelen, arabadan indi, sarı saçları esen rüzgarda hafifçe savruldu, onun saçlarını gördükten sonra sarı bir renge bürünmüş olabilirdi güneş, maskara sürmüştü sadece, dudakları pompei halkını yok eden vezüvün lavları gibiydi, kaşları meydan muharebelerinde nice yiğidi toprağa seren okları atan bir yay, bu akan kanların üzerine ışığını seren bir hilal gibiydi.yanakları içinde kuğuların yüzdüğü bir göl misaliydi, yaşamak kadar güzeldi eoo. kedileri çıkarmak için peynir getirtmiş, kedi sesleri açmıştı telefondan, kedilerin annesi de gelmişti fakat nafile.eoo" diğer arabamı getirin, kediler çıkınca bu arabayı garaja alın" dedi. hizmetkar diğer arabayı getirdi,eoo arabasına bindi, radyoyu açtı, feci bisiklet kazası adlı grubun şarkısına eşlik ederek arabasını sürdü.