1. matrix'i izleyip sinemadan çıktığımda karnıma yumruk yemiş gibi hissetmiştim. hatta yediğim yumruğun tadına doyamamış ve yenilen pehlivan güreşe doymazmış diye bir kaç kez daha sinemada izlemiştim filmi.
    algılarınızla oynadığı yetmiyormuş gibi hikayesini sunma biçimiyle de sinemaya eşik atlatan filmlerden birisi olmuş, kendi modasını yaratacak kadar popüler kültürü de beslemişti matrix. ressurrections ise sıfır beklentiyle karşısına geçen bana ortalama bir ya da izliyor hissiyatından fazlasını vermedi.
    kör göze parmak göndermeleri ki bu kör göze sokulan parmaklara sjw vurguları da dahil filmi olduğundan da dibe çekmiş sinema dili yönünden.
    beni en çok üzen yanı ise sinematografi ve sanat yönetimi bakımından vasat bir film olmuş olması oldu.
    özensizlik ve basitlik paçalarından akıyor filmin. ikinci sınıf aksiyon filmlerindeki gibi daracık kamera açıları içinde kayboluyorsunuz. oysa ki hikayesinin vuruculuğunu tüketmiş olsa da iki ve üçüncü filmler prodüksiyon başarısıyla akılda kalacak görsel bir zenginlik sunmuştu. resurrections ise insanı sarsacak bir hikaye yakalama şansı olmasa da umut verici hikayesine rağmen bok gibi olmuş.
    #274017 fly | 3 yıl önce (  3 yıl önce)
    0film