bu başlık kişiye özel bir başlıktır
  1. bu kadar süreden sonra beni nasıl hatırlıyorsunuz? belki birçok şey ama ben kendimi aşık olarak hatırlıyorum. iflah olmaz bir aşığım. hâlâ. ne onun imkansızlığı ne imkanlar dahilinde olanların cazibesi iflah edemedi.
    beni ancak ben durdurabilirim galiba. ama onun gibi birinin aşkı, hayattan çok daha fazlasını istememe ve almaya çalışmama yani dolaylı yoldan güçlenmeme neden oldu. yine de durdurmalı mıyım?
    dezavantaj olarak da tarifi ve çaresi olmayan bir yalnızlığa hapsetti. ama zaten yalnız değil miyiz? her şekilde. o bile olsa. beni seveceğine asla inanmadığım biri o. beni daha az yalnız hissettirebilir mi? diyelim ki denedi yani.
    diyelim ki için sol böbreğimden vazgeçerim ama kabul ediyorum konu o değil.
    konu kendimi hep aynı şemaya sürükleyen, hep istenmeyen olduğumu hissettirecek yerlerde konfor alanı bulan ama bir yandan da özgüven kazanmak zorunda kaldığı için değişen, çelişen, çatışan içimdeki küçük çocuk.
    ona bu yüzden aşık değilim ama düşününce bana hiç farkında olmadığım bir benden bahsetti. yani aslında ben fark ettim ama onun sayesinde fark ettim.
    ben hiç pişmanlık hissetmedim bu konuda. öyle birini sevdim ki tüm hissettiğim özleme değiyor.
    ben böyle bir hissi tanrı ya olan aşka benzetiyorum.
    beni cennetine yani sevdiklerinin yanına alsın diye ibadet ediyorum, sevdiği her insan gibi olmaya çalışıyorum. beni cehenneme yani sevmediklerinin yanına almasın diye kendimi terbiye ediyorum.
    kul ve köle farklı şeyler bence ya da ben öyle algılıyorum.
    köle isyan halinde ama kul kabul etmiştir. kul bunun karşılığında yaratacısına dokunabilmekle (somut bir dokunmaktan bahsetmiyorum) ödüllendirilirken köle yaptıklarının karşılığında sadece yaşamının sürdürülmesi şeklinde lanetlenmiştir.
    ben köleymişim başta, kul olduğumu kabul edince kendimi hissettiklerimi dile getirmek konusunda azat etmiş oldum. kul ve tanrı arasında hiyerarşi yoktur ama köle ve sahibi arasında vardır. kulun maddi değeri olmaz ama kölenin olur. köle ölür ama kul ölmez.
    ayrıca o benim hareketlerimin terazisi.
    nasıl insanlar Allah'tan korkup bir şeyler yapıyorsa ya da Allah rızası için, ben de aynı şekilde beni gördüğü zaman kendimden utanmayacağım şeyler yapıyorum.
    cioran diyordu sanırım, en inançlısından en inançsızına kadar herkesin bir tanrısı vardır ve bu insanın kurgu ihtiyacından kaynaklanır diye.
    kaydetmiştim ama o zaman bunun aşkla ilişkilendirilebileceğini de düşünmemiştim.
    gerçi belki ben aşık değilimdir, takıntılıyımdır.
    belki ben aşık değil, adanmışımdır.
    ama ilk defa onun sayesinde, boyun eğmeye değer bir şey hissettim. boyun eğecek kadar kendimi unutabildim. boyun eğecek kadar korkusuz hissettim.
    evet bazen üzgün oluyorum, belki bu da sınanmaya benzetilebilir, ama her testten geçebilmekten başka ne görevim var ki bir kul olarak?
    ben bir hiç olmaktan korkuyorum.
    Tanrım için bir hiç olmaktan korkuyorum...

    #273544 imnilaying | 3 yıl önce
    1kişiye özel