dünyaca ünlü çağdaş türk kadın ressam. yeteneğine ve başarısına rağmen hazin bir sonu var ressamın.
kendisi gibi ressam olan hale asaf'A GÖNDERDİĞİ MEKTUP
“Ben resim yaptım da ne oldu? Sanat karın doyurmuyor. Tablolarını mı yiyeceksin? Ben güzelim, başımın çaresine bakarım, sende o da yok, ama resim yapmaya devam et! Senelerce çalışmakla ben neye muvaffak oldum? Hiç. Üstelik sıhhatimi kaybettim. Vaktiyle herkül idim. Şimdi merdivenleri çıkamıyorum. Sanat beni bu hale koydu. Hele gözlerim hiç görmüyor. Çifte çifte gözlük kullanıyorum. Parasızım. Bizim gibi -Avrupa’ya nazaran- geri kalmış bir memlekette sanatkarın yolu kadar güç bir yol yoktur. Bizimkisi fazla fedakarlık isteyen bir meslek. Bugün bana, gençliğimi hediye etseler, bu meslek uğrunda çektiklerimi çekmek korkusundan reddederdim! Çektiğim meşakkatleri bir ben bilirim bir de Allah bilir. Her sanatkar, karşısındaki sanatkarı daima kendisinden aptal görür! Onun on senede yaptığını, kendisinin bir senede yapacağını sanır. Bir iki yıl içinde, hayatını kurtaracağına, köşeyi döneceğine emindir! Heyhat ve yine heyhat! İşte sanatın esrarı burdadır. Sanatkarın yolu, yürüdükçe uzar gider. Bizim ailenin yegane hususiyeti, inadındadır. Ben her şeyde olduğu gibi sanat hayatım boyunca inadımla yaşadım. Bugün, buna bin kere pişmanım.”