hayatımın yaklaşık 9-10 senesini geçirdiğim barınak. 2012 yılından itibaren toplam 6 yurtta ikamet ettim. o yüzden bu konuda konuşma hakkını kendimde görüyorum.
ilk olarak 2012 yılında yerleştiğim yurt üniversiteli öğrencilerin kaldığı özel bir yurttu tabii ben o zaman ortaokullu bir çocuktum. yurt binadan bozma idi. 3+1 dairede her odada 2 öğrenci kalıyorduk. ben salonda kaldığım için bizim oda üç kişilikti. diğer odalarla herkes samimi, yan daireler ile az samimiyiz. diğer dairelerle kimisi görüşür kimisi görüşmez idi. yurdun zemin katında yemekhane vardı, orada sabah ve akşam yemeği olarak iki öğün yemek çıkardı, beğenmezsek aç kalırdık. tabldot yoktu, görevliler tabağa yemek koyar biz alır devam ederdik. sıcak su olarak sadece şofben vardı tabii 10 kişi bir banyoyu kullanıyorduk. tuvalet ayrıydı. bu yurdun en sevdiğim yanı ise en üst katında langırt, internet kafe, masa tenisi falan vardı sabahtan akşama kadar oyun oynardık (çocuk olduğum için çok eğlenirdim). odamda kalan kişiler ise mükemmel insanlar olmasına rağmen biri uyuşturucu kullanırdı (esrar, bally). ama bana her zaman çok iyi davranırlardı gece yatarken üstümü örterler, pencere açıksa benim üşüdüğümü düşünüp kapatın diye kavga ederlerdi, açsam karnımı doyururlardı. güzel bir abi-kardeş ilişkisi geliştirmiştik. lakin ben sonra o yurttan atıldım, başka bir yurda verildim. o da hayatımda kaldığım en leş yurt idi.
şimdi burada kaldığım tüm yurtları anlatmayacağım, ilk kaldığımı anlattım çünkü o ilk. yurt hayatı denilen bir olgu var, burada ciddi olarak yaşamayı, aç kalmayı, üşümeyi, kimsesizliği iliklerinize kadar hissediyorsunuz. kimsesiz çocuklar olarak birbirlerine kitleniyorsunuz. çok güzel dostluklar, bağlar geliştiriyorsunuz. benim daha sonra kaldığım yurtta beni sahiplenenler olduğu gibi ben de onlara abi diyordum sonraları ise benim abilerim gitti ve abilik sırası bana geldi. (bu abilik, büyüklük sizin için saçma olabilir ama gerçekten var)
2017 yılında kaldığım bir yurtta gece yarısı koridorda bir çocuğun ağladığını gördüm, çağırdım yanıma (çağırdım çünkü abiyim*) dedim kardeşim iyi misin? oturduk sabaha kadar konuştuk. ailesi bu çocuğa sen bu şehre git biz tayinimiz çıkarsa gelecez demişler ama tayinleri de çıkmamış çocuk tek kalmış bana diyor ki ailem yok, beni buraya yolladılar, tek kaldım vs vs. daha sonra hocalarla görüşerek bu çocuğu odama aldım, beraber yaşamaya başladık. şimdi eşek kadar oldu liseden mezun oldu, üniversite sınavına tekrardan hazırlanıyor umarım başaracak. tüm kaldığım yurtlarda bu şekilde büyükler küçükleri sahiplendi, küçükler büyüdü sonradan gelenleri sahiplendi. böyle böyle gitti seneler. tabii bunlar işin romantiklik kısmı.
gelelim eksilerine: ya dostlar bir insan halı'ya basmayı nasıl özleyebilir ya, halı ya halı, tüm yurt hayatım boyunca eve dair özlediğim en çok şey halı oldu. hala da özlerim. her zaman yurt yemekleri berbattır, sürekli yemekten kıl, taş, sinek çıkar asla yenilmez. ben bi ara çorbadan sineği çıkartıp yapacak bir şey yok diyip yemeye devam eden insanlar gördüm, çok zordu. her zaman bir su kıtlığı yaşanır, hem içecek hem duş için. bütün yurtlarda içecek suyunu öğrenciler kendileri bir şekilde karşılar ya da gider banyodan içer ben banyodan içenlerdendim. tabii bazı güzel yurtlarda öğrenciler için arıtma su sistemi kurulmuştur (en erken 2016 benim duyduğum). yıkanmak için su ise her zaman eksiktir. haftada en fazla 2-3 kez sıcak su verilirdi tabii o sürede sırada olman, büyüklere yol vermen gerekiyor tabii bunları yapamadığın için gidip soğuk su ile yıkanıyorsun. lakin her hafta su verilmiyor, 2014 yılında iki hafta boyunca bizde direkt olarak banyodan su kesildi. asla yıkanamadık, ben o zaman kıyafetlerimi, havlumu alıp bir arkadaşımın evine yıkanmaya gitmiştim çok kötü de utanmıştım. bu paragrafı özetleyecek olursam yurtlarda açlık, susuzluk gayet olağan bir durum.
tek kötü yanı bu değil bazen de çok leş insanlarla denk geliyorsunuz, fikirsiz, düşüncesiz, kirli insanlar hep vardır. onlarla da bol bol sözlü, bakışlı, yumruklu kavga edersiniz. herkesle anlaşacaksınız diye bir şey yok.
toparlamak adına yurtlar leş yerlerdir ama çok güzel dostluklara da gebe olabilirler.