Keşke köylüler ve yaptıkları işlerin öneminin farkına varabilmiş olsaydık.
Köylüleri cahil bıraktık. Cehalet fakirliği getirdi. Fakirlik köyden kente göçü arttırdı. Sanayi toplumu olmayı başaramadığımız gibi tarım toplumu da olamadık. Aldığı borçla karnını doyuran, doyurabildikçe de tarımı daha çok ihmal ederek kısır döngü girdabında boğulan bir ülke olduk.
Köylüleri ve inandıkları değerleri küçümsedik. Bu küçümseme demokraside platon'un 2400 yıl önce bahsettiği toplumsal açık haline geldi ve suistimal edildi.
Atatürk'ün yıllar önce söylediği sözün değerini dünya yeni yeni anlıyor, biz henüz anlamadık.
Birleşmiş milletler sürdürülebilir kalkınma amaçları içerisindeki 17 amacın büyük kısmı kırsal alanlarda yaşayan insanlara dokunuyor.