dizideki sherlock karakterinin psikolojik incelemesini yaptım efendim iyi okumalar (alanım psikoloji değil)
Dizide ele alınan Sherlock Holmes karakteri, kimya bölümünden mezun olmasına rağmen dedektiflik gibi farklı bir meslekle hayatını idame ettirmektedir. Bunun sebebi, tümdengelim mantığını en iyi kullanabildiği alan olan cinayet davalarına karşı yüksek ilgisidir.
Bildiğimiz evrende Sherlock dünya üzerindeki en zeki 3. insandır. Kendisinden daha zeki olan kişi abisi Mycroft Holmes’tur. Mycroft iletişim becerileri ve sosyal zekası yönüyle Sherlock’tan daha zeki bir karakterdir. Dünya üzerindeki en zeki olan kişi ise yine Holmes kardeşlerden biridir. Kardeşlerin en küçüğü olan Eurus Holmes üstün manipüle ve psişik yetenekleri sayesinde Sherlock evrenindeki en zeki kişidir. 3 kardeşlerden biri devletin işlerine yardım eder, biri danışman dedektiflikle zamanını harcar, bir diğeri ise korkunç zekasından ötürü toplumdan izole olarak bir adada tutsak olarak tutulmaktadır. 3 kardeşin de çok zeki olmasından ötürü bunun kalıtımla ilgili olduğu bariz ortadadır. 3 kardeş birbirinden çok farklı kişilik özelliklerine sahiptir. Burada çevrenin kişilik üzerindeki etkisini görebiliriz.
Sherlock; Beş faktör kişilik modelinde (Beş Büyük Faktör Kuramı), deneyime açık kişilik özelliklerinden yüksek puanlı özellikleri göstermektedir. Deneyime açıklığın yüksek puanlı özellikleri ise şu şekildedir: geniş hayal gücüne sahip olma, sanatı, müziği, güzeli beğenme, farklı duyguları ayırt edebilme ve akademik meraktan oluşmaktadır. Sherlock ise profesyonel olabilecek kadar yeterli düzeyde keman çalabiliyor, yakın arkadaşı Watson’un düğünü için bir beste yaptı. Burada müzikle olan sıkı bağlılığını görebiliyoruz.
Sherlock karakterinin kendi deyimiyle kalbi olmadığını, hayatında duygulara yer vermediğini biliyoruz. Bu yüzden de 4 huy türünden (4 Most Common Temperament Types) Duygusal Tutarlılığı olduğunu varsayabiliriz. (havuzlu bölümde moriarty'e diyodu)
Diğer yandan hislerini, hayatını kimseye aktarmadığından, aktarmaya gerek duymadığından içedönüklük olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeplerden ötürü Sherlock’un ağırkanlı bir karakter olduğu çıkarımını yapmak mümkündür. Ayrıca kendi kişiliğini yüksek işlevli sosyopat olarak tanımlar. (sosyopat olduğunu kendi söyledi, ben değil)
Dört huy türünden, soğukkanlılık Sherlock’ta diğer türlere göre (melankolik, çabuk sinirlenen, umutlu) ağır basmaktadır. Bu da içedönük ve duygusal açıdan tutarlı bir kişiliğe sahip olduğunu göstermektedir.
A. Bandura, Öz Yeterlilik Kuramı ile kendine yetme olgusunu kasteder, daha açıklayıcı olmak adına bir görevi başarabilmek için gereken beceriye sahip olduğuna inanma düzeyi diyebiliriz. Sherlock’un geçmiş deneyimlerine baktığımızda ve bu karakteri gözlemlediğimizde öz yeterliliğin olduğunu görebiliriz. Sherlock geçmişinde birçok çözülmesi imkansız denilen davaları çözdüğünden onun için başarısızlık diye bir şey yoktur, olamaz da. Bu yüzden de kendisinden beklentisi çok yüksektir. Diğer yandan bedensel işaretlerini yorumladığımızda her yeni davada heyecanlandığını görürüz, hatta kendisini heyecanlandırmayan, merak uyandırmayan davaları reddetmektedir.
Sherlock’un dava çözmeye güdülenmesi, özellikle zor davalardan zevk alması abisiyle olan ilişkisinden kaynaklanabilir. Abisi Mycroft Holmes dediğimiz gibi Sherlock’dan sosyal zeka ve iletişim becerileri konusunda daha öndedir. Aradaki farkı kapatmaya çalışan Sherlock daha zor davaları seçmeye güdülenmiş olabilir. (tahmin)
Sherlock’da en çok gözümüze çarpan şey ise Karanlık Üçlüdür. bu “karanlık” üç parçadan oluşmaktadır. Psikopati, Narsisizm ve Makyevelcilik. Psikopati: Düşük eş duyum, dürtüsellik, heyecan arama. Sherlock davalarla heyecan olsun diye uğraşır ve sırf heyecan olsun diye uyuşturucu kullandığı bilinmektedir. Narsisizm: Kibir, baskınlık. Çevresindeki kişileri sık sık aşağılar ve basit şeyleri görmemekle suçlamaktadır. Diğer karakterlerin zekası ve derin düşünme yöntemlerine göre karmaşık olan şeyler, ona göre fazlasıyla basittir. Çevresindeki kişileri, basit şeyleri bile göremedikleri için aşağılamaktadır. Makyevelcilik: Başkalarını sömürme, istediğini elde etmek için her şeyi yapma, manipülatiflik. Sherlock istediği şeye ulaşabilmek için bir kadınla bile nişanlanmıştır ve kadının ona aşık olmasını insan hatası olarak görür.
Kişiliğin kararlılığı ve değişimi açısından bakıldığında, yapısal kararlılık Sherlock karakteri için uygundur. Yapısal kararlılık Kişilik özelliğini oluşturan alt özellikleri bazılarında iyileşme bazılarında kötüleşme olarak açıklanabilir.
son olarak Kendisine davalarda yardımcılık yapan ve en yakın arkadaşı olan Dr. Watson’la tanışmadan önce mutlak kararlı bir kişiliğe sahipti yani kişilik özelliklerinde en ufak bir değişim görülmemekteydi. Watson’la yaşamaya başladıktan sonra yakın çevresindeki insanlarla kurduğu bağlar, öncesine kıyasla yakınlaştı. Böylece Sherlock mutlak kararlılıktan yapısal kararlılığa geçiş yaptı.
benim çıkarımlarım/tahminlerim/görüşlerim bu şekilde, elbette yanıldığım yerler vardır ama yazarken eğlendim.