1. Erkeklerle dolu pek çok farklı işyerinde çalışmış biri olarak söylemeliyim ki hepsi birbirinden oldukça uzak deneyimlerdi.

    İlkinde henüz 15 yaşındaydım ve para kazanma amacı gütmediğim bir sosyal sorumluluk projesinde görev almıştım. Yaşım küçük olduğundan mıydı yoksa ortamın ortalamanın çok üzerindeki kalitesinden mi bilinmez ancak çok keyif aldığım ve pek çok şey öğrendiğim bir deneyim olmuştu. Bir kaç hanım dışında yaşça benden epeyce büyük abilerin bulunduğu bu yerde herkes bana karşı son derece nazik ve de öğreticiydi. Bir iş yapılacağı zaman öğrenmem için bana yaptırırlardı (çünkü öğrenme tutkumun farkındaydılar) ve beceremeyip işi batırdığımda -ki onlar için bu ekstra iş yükü halini alıyordu- bile bana karşı oldukça sevecen ve hoşgörülü davranmışlardı. Ve bu şahane deneyim ne yazık ki hayatım boyunca sürecek olan iş hayatı hayal kırıklıklarımın da temelini atmış oldu. Bir daha böyle aklı başında ve güzel bir insan grubuyla karşılaşmadım iş hayatım boyunca. Tek tek çok sevdiğim insanlar oldu elbet ama böyle topluca saygı duyduğum insanlar, hayır.

    Sonrasında da profesyonel iş hayatımda pek çok kez bulundum bu ortamlarda. Birisi bana yine mesleki anlamda çok şey katan, kaba erkek algısını kıran ve akıllı insanlarla dolu bir yerdi ve çok önemli sayılabilecek bir olumsuzluk yaşamadım.

    Ancak hep olumlu olmadı tabii bu deneyimler. Çok kısa süre çalıştığım bir yerde, hayatımda gördüğüm en dedikoducu ve düzenbaz iki erkekle tanıştım ve o işyerini nasıl bir cadı kazanına çevirdiklerine bizzat tanık olduktan sonra da kaçarak uzaklaştım oradan. Erkek canlısının mesleki anlamda bu kadar hırslı olduğunu ilk kez görmüştüm ve gerçekten ağzım açık kalmıştı.

    Ve bir gün, hayatımın en kötü anlarından birini yaşadığım bir diğer tecrübemde ise "kankam olduğunu sandığım" erkek mesai arkadaşım tarafından tacize uğradım. Bu hayatım boyunca unutmayacağım bir travma olarak zihnimin dehlizlerine gömülürken, uzunca bir süre insanlara olan güven duygumu yitirdim. Çok güvendiğim, evimi açtığım, sevgilisiyle oturup kalktığım kişi yaptı bunu Ve "insanı" yine lekeledi gözümde.

    Bakın erkeği lekeledi demiyorum, insanı lekedi. Çünkü bunu yapanın bir erkek olmasının, tüm erkekleri yaftalamamı gerektirmeyeceğinin farkındayım. Çünkü bana 15 yaşımda bir sürü güzel şey öğretenler de yine erkekti.

    Tıpkı daha çaylakken beni odasına çağırıp azarlayan kadın yöneticim ya da hayatımın en zor zamanlarında yanımda olan kadın mesai arkadaşım gibi.

    Deneyimlediğimiz her şey aslında bizim nasıl biri olduğumuzla da ilgili çünkü. Biz kusursuz muyuz ki de, diğerlerinden bahsederken sadece onların hata ya da doğrularını konuşalım? Taciz gibi aşağılık, korkunç eylemler ve karaktersizlikle ilgili davranışlar dışında, öyle dümdüz yargılayamayız olan biteni ve yaftalayamayız insanları. Herkes biraz da kendisine ayna tutmalı ki değişim, gelişim başlayabilsin.

    En kolayı hep başkalarını suçlamak, mızmızlanmak. Gerçek ise gözümüzün önünde, görmeyi bilene...
    #272318 petra von kant | 3 yıl önce (  3 yıl önce)
    0tespit