her kuşağın bir önceki kuşağı çeşitli nedenlerle eleştiri konusu yaptığı her zaman söylenir. bunun doğru olduğunu kabul etsek bile türkiye özelinde daha önceki hiç bir kuşağın z kuşağı kadar eleştirildiğini sanmıyorum. bunu doğrulayabilecek kanıtlarım olmasa da hem çevremde hem basında ve sosyal medyada gördüklerim bu düşüncemi pekiştiriyor.
bir yandan da bu tarz indirgemeci yaklaşımların gerçek durumu anlamada her zaman ortalığı bulandırdığını savunanlar var. onlar da bir ölçüde haklı.
z kuşağı benim de içinde yer aldığım y kuşağına göre oldukça farklı.(bizler z'den bu kadar farklı değildik sanırım) insanlar kendi kuşağında gördüğü pek çok eğilimi z kuşağında göremiyor ve onlar adına üzülüyor. ancak burada gözden kaçan şey z kuşağının kendinden önceki kuşakların ektiği toprakta filizlendiği. yani şikayet edilen (ve zaman zaman oyları, destekleri için pohpohlanan) bu çocuklar aslında anne, baba ve abilerinin yarattığı koşulların ürünü. Nihayetinde insan tarihsel koşulların kölesi olmamakla beraber tarihsel bir varlıktır ve her nesil kendi döneminin eğilimlerinden etkilenir.
bu çocuklarla ilgili genellemeler yaparken indirgemeciliğin tuzağına düşülmemesi biraz da insaflı olunması çok iyi olurdu. çünkü her ne kadar bazı özelliklerini yadırgasak da önceki kuşakların z kuşağından daha ''iyi'' olduğunu gösterecek objektif bir ölçümüz yok. bu kuşakta hoşumuza gitmeyen eğilimleri acımasızca eleştirmek yerine iyi eğilimlerini cesaretlendirmeliyiz.