bu başlık kişiye özel bir başlıktır
  1. erkekler...
    20 yaşında bir kadın olan ben, kendime hayatın gerçeklerinden kaçmak için bu konuyu seçmişim. ne gerçekten adam akıllı etkileniyorum birinden ne de hiçbir şey hissetmiyorum diyebiliyorum.
    böyle tadı damağımda kalan, içine daldığımda kaybolan uzaktan baktığımda orada olmak istediğim bir yer, bir nesne gibiler.
    nesne demek zalimce gelebilir ama başka ne diyebilirim bilmiyorum. hiç gerçeklermiş gibi hissetmiyorum. sadece erkekler değil, kızlar da öyle. sanki benim dışımdaki hiç kimse gerçek değil gibi. gerçeklikten kastım zihinsel ve duygusal olarak. evet ben farkındalığı bu kadar düşük biriyim...
    neyse ki konu bu sefer ben değilim, erkekler...
    ne zaman birine yaklaşmak istesem içimden bir ses duyuyorum, "bu değil. hayır, istediğin kişi bu değil."
    kendime soruyorum, " e bu da değilse, sen nasıl birini arıyorsun?" cevap yok.
    tüm zıtlıkları içinde barındıran bir şey var olabilir mi? benim aradığım böyle bir şey. hem siyah olsun hem beyaz olsun. hem kırılgan olsun hem güçlü olsun. ketçap da ister misin canım?
    ne zaman sadece kendisi olduğu için sevebileceğim birini bulurum bilmiyorum.
    erkeklerle ilgili tek sorun benim onlara olan sinir bozucu yaklaşımım da değil. onların bana yaklaşımından da en az benim onlara olan yaklaşımım kadar nefret ediyorum. hatta belki daha fazla.
    çünkü en azından ben, bir erkeği seçerken sadece fiziksel özelliklerini tanımakla yetinmiyorum. kişinin kendisini tanımaya da çaba gösteriyorum. erkeklerin (genel olarak) bana yaklaşımında bu da yok.
    beni gerçekten tanısa kafa siktiğimi düşünecek birisi sırf yüzüme aldanıp söylediğim salak saçma bir şeye " ne kafa kızsın ya, daha önce hiç senin gibi bir kızla tanışmamıştım." ya da " sen tam benliksin." gibi onun için özel olduğumu ima eden iddialı ve mantıksız cümleler kurabiliyor. karşılık vermediğim hâlde yaptıkları kura devam da edebiliyorlar. etsinler, ya tamam, hadi, bırakınız yapsınlar diyelim. diyelim demesine de zaman kaybediyorum?
    kaybettiğim zaman da o kadar önemli değil ama hayal kırıklığı ve ön yargı geliştiriyorum. çığ gibi büyüyen bir ön yargı geliştiriyorum. artık öyle bir seviyeye geldim ki sadece iltifat eden birine " hadi eğer benden hoşlandığını falan sanıyorsan söyle, ben de seni friendzonelayayım da işimize bakalım." diyecek kıvama geldim. kaç kez açık açık birilerine " benden hoşlanıyor musun?" diye sorduğumu hatırlamıyorum bile. bu durumdan şikayetçiyim ama ortada bir suçlu olduğunu düşündüğüm için değil yanlış anlaşılmasın.
    birilerine iltifat edersin, muhabbet kurmaya çalışırsın başka nasıl bulacaksın ki partnerini? tabiki bu doğal bir şey.
    ama ben özel bir şey arıyorum ve erkekler bana özel olmayan herhangi bir adımla romantik ilişki ister gibi yaklaştığı zaman çok hayal kırıklığı ve mutsuzluk yaşıyorum.
    biri benimle sadece cinsellik de yaşamak istiyor olabilir, ben geri kafalı değilim ki birini sırf benim fiziksel özelliklerimi ya da cinsel enerjimi beğendi diye sapık diye yargılayayım. sadece salak yerine konulmamak ve netlik istiyorum. çünkü ben biri bana bir amaç uğruna iltifat ettiği zaman bunu anlıyorum.
    neyse, gel zaman git zaman ben anladım ki benim erkeklerle sağlıklı şekilde kurabileceğim tek ilişki arkadaşlık ilişkisi.
    arkadaşlıkta haklarını yiyemem çok iyiler, arkadaşlık için doğru kişileri seçiyor olmamın da çok etkisi vardır tabiki.

    yine de zihnim bir kaçamak olarak erkekleri kullanıyor, her gece yatarken thorun çekicini kaldırmaya hak kazanacak o erkeğin kim olduğunu veya olabileceğini düşünüyorum.
    #270700 imnilaying | 3 yıl önce
    0kişiye özel