bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
the cranberries - lost
bir şeylerin kıyısındasın hep ama asla düşmüyorsun. çünkü vazgeçmenin kolay olmadığını biliyorsun.
bir mermin var kendini öldürmek için saklıyorsun. çünkü oyunu kuralına göre oynamayacaksın, hazırlığını yaptın. istediğin şeyi elde edeceğinin garantisi yok ve olmayacak. samimi duygularla hayatı yaşıyorsun, diğer insanların da o şekilde yaşayacağını sanıyorsun. bu yüzden hayal kırıklığı görmek istemiyorsun. çünkü gördükçe bir sonrakinin sen olacağını biliyorsun.
satranç oynayamadım az önce, kafam taşlarda değil, olmadı. neden satranç oynamıştım biliyor musunuz? ben satrançta nasıl oynuyorsam gerçek hayatta da öyle oynuyorum. nasıl oynadığımı görmek için oynadım. kaybettim biliyor musunuz? bir sonrakinin ben olacağına eminim artık.
superstar - sonic youth
ama vazgeçmek kolay değil. vazgeçmek kolay olsaydı yapardım.
ne var yeni derseniz, hiçbir şey yok. her zamanki hayat, yalnızlığınızı kollar. yanlışlarınızı değil bilinenin aksine. ya da yalnızlığınız yanlışınız olabilir.
bir yanlış var hayatta, var zaten belli. ben olmayı benim dışımda kim becerebilir?
kafam karışık, ondan ona atlıyorum. kaybettim diyorum, kaybettim. şans oyunu bile değildi, kendim yüzünden kaybettim. bir de bir kere denemedim, üç kere denedim. beyin tutulması yaşadım, ışık girmedi aklıma.
bir kere denediğim bazı şeyleri bir daha asla deneyemedim. denemek de istemiyorum. ben iyiyim yanlışımla.
bu kadar kırılgan olmasam bu kadar korumaya ihtiyacım olmazdı.
istediğini elde etmek istiyorsan salak insanlarla oynamalısın. canımı sıktı. canımı çok sıktı. sadece kalitesiz insanların dikkatini çekiyorum.
kimseye dayanamıyorum. beni seven insanlara özellikle dayanamıyorum. ne var da seviyorsunuz? nasıl seviyorsunuz? bana niye öğretmediniz?
kimseyi suçlayamıyorum kendimden başka, neden suçlu arıyorum çünkü çok öfkeliyim. neden öfkeliyim çünkü hâlâ cezasını çekmemiş bir mahkum dolanıyor ortalıklarda.
birinin katili olacak diyorum! eşgalini soruyorlar. sizsiniz diyemedim içimdeki memura. ben demesem de anladı o, beni tutuklamaya karar verdi. mahkum hâlâ dışarıda.
ben de kayboluyorum dört duvarı olan bir mezarda. düşünceli insanlar, duvarları birbirine paralel koymuşlar. saklambaç oynamak istedim ama yanlış oynadım.
neyse zaten artık oyuna yer yok telefonumda, hiç görmediğim gözlerini silersem hafızamdan, belki.
she and her darkness- diary of dreams
aşıkmışım gibi durmasını istemem ama biri bir yer kaptı beynimin en güzel yerinden. aşık değilim çünkü, ben bir şey yapmadım yani.
bir sevgilisi var ama onun, onu mutlu ettiği için benim de çok sevdiğim bir sevgilisi var. kendime acıyorum böyle düşününce. insanlar gevşek der, gevşemek için yer arıyorum doğru. ama başka ne yapabilirim ki zaten, ben veremem ki o mutluluğu ona. denemeyeceğim bile, çünkü kendimden korkuyorum. çünkü katillerden korkuyorum. en zararsız olduğum an avımı izlediğim an.
yapamayacağım ne çok şey var.
dokuz kareli bir satranç tahtası bu, ben de atım. piyonmuşum da, duvara vurup at olmuşum. duvarlar paraleldi ya zaten, domino taşları gibi devrildiler. diyorum ya çok düşünceli insanlar. keşke ben de öyle bir insan olsaydım, düşünceliyim ama kibar olanından değil.
about her - Malcolm McLaren
en çok da onun gibi olmak isterdim. zaten demiştim, aşık değilim ben çok hayranım sadece. belki de bu yüzden sevgilisini sevebiliyorumdur. mutlu olmayı çok hak ediyor, bununla da ilgili olabilir. aslında .. o da yanlış birisi.
görüyor musunuz artık yalnız yerine yanlış kullanıyorum hiç sırıtmıyor. ben yapmadım bunu böyle. zaten böyleydi. hem ikisi de doğru.
sarıldığımızı görüyorum, birbirini dolduran iki nesne gibi canlanıyor kafamda. birbirini dolduran iki nesne görürsem onu hatırlıyorum. su içersem onu hatırlıyorum.
uyku - SFB
uyumam gerek, 8' de iş başı. sanki içinde bir aklım varmış gibi yürüdüğüm yerler. çünkü sonbahar geldi soluyor çiçekler. ben güneşi seviyorum, suyu, toprağı ama o gümüş.
yazmak bile istemiyorum tüm bunları. tutabilirdim kusmuğumu.