Başlangıcının Med'lere kadar uzandığı, farklı zamanlarda farklı alanları kapsadığı söylenen mutlak bir Kürdistan tanımı yok, her idare, aşiret, yönetim biçimi kendi meşrebine göre bir Kürdistan tanımı yapıyor. Bu bölgede bir devlet - cumhuriyet (özerk bölge değil) yapısına dönük son girişim Stalin'in İran sınırlarında 1940'larda kurduğu, ancak SSCB'nin desteğinin kesilmesiyle 10 ay sonra varlığını sonlandıran Mahabad Kürt Cumhuriyeti. Ancak dış destekle oluşturulmaya çalışılan bu yapı ancak 10 ay kadar varlığını sürdürebildi ve nihayetinde İran'ın Mahabad'ı işgaliyle sonuçlandı. Daha önceki girişimlerde olduğu gibi, burada da devlet - cumhuriyet kurma istekleri/arzuları Kürtlerin kendi aralarındaki bölünme nedeniyle büyük ölçüde başarısız oldu. Kürt milliyetçiğinin ikilemlerinden biri de, sadece liderlerinin değil tüm aşama ve alanlarda aydınlanmış kentli insanlar olması gerekirken, askeri gücünü her zaman için hükümet otoritesi boşluğunda kazanç ve yağma peşinde olan eğitimsiz ve hayal gücünden yoksun olan aşiretlerden gelmiş olmasıdır. Kürt aşiretleri, anlaşıldığı kadarıyla bir merkezi otoritenin adı altında kendilerini huzursuz hissetmekteler. Bu biraz da günümüz Afganistan'ında olduğuna benzer bir durum, biraz da Libya'ya... Aşiretlerin yüzyıllardır hüküm sürdüğü topraklarda herkesin bir noktada buluşabileceği bir "merkezi otorite" kurmak ve bundan bir devlet/cumhuriyet oluşturmak pek mümkün gözükmüyor, yapılsa da tutmuyor.. Yani bir "stan" x ya da z devletinin desteği ile oluşmuyor. Yukardaki tarihsel gelişmede de Sovyet desteğinin hayata geçirilememiş olması girişimin en zayıf halkasıydı. Minyatür devlet Kızıl Ordu'nun koruması altında inşa edilmişti, SSCB aradan çekilip, desteksiz kalınca İran tarafından "sona erdirildi".
Kürt milliyetçiliğinin ne kadar benimsenip, benimsenmediği ve insanların din ve aşiret liderlerine birincil bağlılıklarını sundukları bir yerde anlamlı olduğu belirsiz. Kürtler hiçbir zaman kendi istikrarlı bir durumlarında birleştirilmemişler ve hiçbir eski birleştirici kültürden yararlanamamışlardır. Dağlar tarafından birbirlerinden ayrılan Kürtler, her zaman yaşadıkları farklı devletlerin başkentlerine kültürel ve ekonomik ihtiyaçlarını aramak zorunda kalmışlardır.