doja cat'in son günlerde oldukça popüler olan parçası. açıkçası ben de keyif alarak dinliyorum. lakin şarkıyı mırıldanmadan önce sözlerinin anlamını öğrenmek mantıklı olabilir. elimden geldiğince çevirmek istiyorum.
dikkat dikkat! cinsel içerikli argo kelimelerden hoşlanmayanlar lütfen girdiyi okumayı bu noktada bıraksınlar.
Yeah
(Evvet)
Wanna know what it's like (like)
(Onun nasıl olduğunu bilmek istiyorum)
Baby, show me what it's like (like)
(Bebeğim, onun nasıl olduğunu göster bana)
I don't really got no type (type)
(Benim gerçekten belirli bir tipim yok)
I just wanna fuck all night
(Sadece bütün gece sikişmek istiyorum)
Yeah-yeah, oh-whoa-whoa (oh, ooh, mmm)
(Buna çeviriye gerek var mı?)
Baby, I need to know, mmm (yeah, need to know)
(bebeğim, bilmeye ihtiyacım var, mmm)
I just been fantasizin' (size)
(Sadece fantazi kuruyorum(burada fantezi kelimesinde boyuta bir gönderme de var))
And we got a lotta time (time)
(Ve bizim bir sürü zamanımız var)
Baby, come throw the pipe (pipe)
(Bebeğim, gel boruyu fırlat) (Argo çeviri: Bebeğim gel sik beni)
Gotta know what it's like (like)
(Onun nasıl olduğunu bilmek zorundayım)
Yeah-yeah, oh-whoa-whoa
(?)
Baby, I need to know, mmm
(bunu da çevirdik daha önce)
What's your size? (Size)
(Boyutun ne)(Elbette sorulan penis boyu)
Add, subtract, divide ('vide)
(Ekle, çıkar, böl)(Kastını anlatmama gerek var mı?)
Daddy don't throw no curves (curves)
(Babacığım, bana ayak yapma) (Burada bir beyzbol göndermesi var, o yüzden böyle çevirdim)
Hold up, I'm goin' wide (wide)
(Bekle, bacakları açıyorum) (Genişliyorum diyor da kastını yazdım)
We could just start at ten (ten)
(Biz onda başlayabilirdik)
Then we can go to five (five)
(Sonra beşe kadar gidebiliriz)(Burada gece onda başlayıp sabah beşe kadar diyor sanırım)
I don't play with my pen (pen)
(Kalemimle oynamam ben)
I mean what I write
(Ne yazıyorsam onu kastediyorum)
Yeah-yeah, whoa-whoa-whoa
I just can't help but be sexual (whoa)
(Ben sadece yardım edemem ama cinsel olabilirim)
Tell me your schedule (yeah)
(Bana senin nasıl çalıştığını söyle)(programını, zamanlamanı)
I got a lotta new tricks for you, baby
(Senin için bir sürü yeni numaram var bebeğim)
Just sayin' I'm flexible (I will)
(esnek olduğumu bil diye söylüyorum)
I do what I can to get you off (I will)
(seni boşaltmak için elimden geleni yapabilirim)
Might just fuck him with my makeup on (I will)
(yüzümde makyajım varken de onu sikebilirim)
Eat it like I need an apron on (yeah, ay)
(önlüğe ihtiyaç duyacak gibi yerim onu)(penis kastediliyor)
Eat it 'til I need to change my thong (yeah, ay)
(donumu değiştirmeme gerek duyana kadar yerim onu)
We could do it to your favorite song (yeah, ay)
(en sevdiğin şarkı eşliğinde yapabilirdik bunu)
Take a ride into the danger zone
(tehlikeli bölgenin içine doğru bir tur atabiliriz)
You know my nigga be buggin' me
(biliyorsun benim zencim canımı sıkıyor)
I just be wonderin' if you can fuck on me better
(sadece merak ediyorum, beni daha iyi sikebilir misin)
Itchin' for me like an ugly sweater
(çirkin bir kazağın kaşındırdığı gibi kaşındırıyor)
Need it in me like a Chuck E. need cheddar
(chuck e.'nin çedara ihtiyaç duyduğu gibi onun içimde olmasına ihtiyacım var)(chuck e bir restorant zinciri olması lazım)
I need to know (yeah)
(Bilmek istiyorum)
Wanna know what it's like (like)
(Nasıl olduğunu bilmek istiyorum)
Baby, show me what it's like (like)
(Bebeğim nasıl olduğunu göster bana)
I don't really got no type (type)
(Gerçekten bir tipim yok)
I just wanna fuck all night
(Sadece bütün gece sikişmek istiyorum)
Yeah-yeah, oh-whoa-whoa (oh, ooh, mmm)
Baby, I need to know, mmm (yeah, need to know)
(Çevirdik hep bunları)
I just been fantasizin' (size)
And we got a lotta time (time)
Baby, come throw the pipe (pipe)
Gotta know what it's like (like)
Yeah-yeah, oh-whoa-whoa
Baby, I need to know, mmm
(Buradan yukarısını da çevirdik)
You're exciting, boy, come find me
(heyecan vericisin, oğlum, gel bul beni)
Your eyes told me, "Girl, come ride me"
(gözlerin bana dedi ki "Kızım, gel sik beni")(ride sür demek elbet ama buradaki manasını yazdım)
Fuck that feeling both us fighting
(ikimizin de boğuştuğu hissi siktir et)
Could he try me? (Yeah) mmm, most likely
(beni denemeli miydi?(buradaki he penis), evet, büyük ihtimalle)
Tryna see if you could handle this ass
(bu götle baş edebilir miyim diye kestirmeye çalıştığını görebiliyorum)
Prolly give his ass a panic attack
(muhtemelen onun götüne bir panik atak geçirt)(bu nasıl çeviri?)
Sorry if I gave a random erection
(isteksiz bir sertleşme yaşamana sebep olduysam özür dilerim)
Prolly thinkin' I'm a telekinetic
(muhtemelen benim bir telekinetik olduğumu düşünüyorsun)
Oh, wait, you a fan of the magic?
(oo, bekle, sen bir sihir fanımısın?)
Poof, pussy like an Alakazam (yeah)
(puf, amım bir alakazam gibi)(pokemon değil miydi lan bu alakazam?)
I heard from a friend of a friend
(bir arkadaşımın arkadaşından duymuştum)
That that dick was a ten out of ten
(şu sikin on üzerinden on olduğunu)
I can't stand it, just one night me
(buna dayanamam ben, sadece bir gece ben)
Clink with the drink, gimme a sip
(kadehleri tokuştur, bana bir yudum ver)
Tell me what's your kink, gimme the dick
(bana cinsel dürtülerini söyle, bana siki ver)
Spank me, slap me, choke me, bite me (yeah, wait)
(şaplak at bana, tokatla beni, boğ beni, ısır beni)
Uh, wait, I can take it (ah)
(oh, bekle, hepsinin üstesinden gelebilirim)
Give a fuck 'bout what your wifey's sayin' (yeah)
(karıcığının söylediklerini zerre sikleme)(give a fuck diyor ama tam tersi anlam çıkıyor gibi)
(aşağıda kalanları zaten çevirdik)
Wanna know what it's like (like)
Baby, show me what it's like (like)
I don't really got no type (type)
I just wanna fuck all night
Yeah-yeah, oh-whoa-whoa (oh, ooh, mmm)
Baby, I need to know, mmm (yeah, need to know)
I just been fantasizin' (size)
And we got a lotta time (time)
Baby, come throw the pipe (pipe)
Gotta know what it's like (like)
Yeah-yeah, oh-whoa-whoa
Baby, I need to know, mmm
özetle, şarkı sözlerini mırıldanırken anlamını bildiğinize emin olun derim. nitekim "you gotta lick it, before kick it" diye mırıldanan adamlar tanırım... onlardan olmayın.