Belarus'ta çalıstığım dönem, iğrenç bir mesai gününün sonunda, eve dönerken metro gişesindeki kadına cebimden çıkardığım jetonu uzatıp ağdalı türk aksanına sahip tarzan rusçamla "lütfen bir jeton" dediğimde doğal olarak boş bakışlarla beni süzen kadına içimden niye beni anlamıyor yaaa diye söverken sanki kadın sağırmış gibi jetonu sallayıp daha yüksek sesle "lütfen bir jeton verir misiniz" diye ikinciye sormak ve tam o esnada aslında jetonum olduğunu anlamak. özür dileyip utançtan kıpkırmızı suratla turnikeye yönelmek...