bu başlık kişiye özel bir başlıktır
  1. bugün 17 ağustos.

    gidişinin ardındaki boşluk tam 8 aydır duruyor. kıpırdamaksızın.

    zaman boşluğunu içine içine katladıkça üzerine sayılar ekleniyor. bir 8 ay daha geçecek. bir 8 yıl daha. daha. daha. daha.

    sonu yok bunun. sonu yok yokluğun. içine ne atarsan at hepsi eline yüzüne bulaşıyor. içine ne koyarsan koy, yırtılıp saçılıveriyor her yana. toplayamıyorsun. bakakalıyorsun.

    annem kendisini yarı yolda bırakıp bendeki 28 yılı da alıp gitti. önceden, eskiden, çocukken, ergenken, şu yaşımdayken, bu yaşımdayken, o zamanlarda diye başlayacağım bütün cümleler silindi.

    hatırlayamadığım ne varsa kayıptan öte değil artık.

    gün günü mesailerle doldurarak kovalarken eve gelişlerimdeki sessizlik, evindeki kokusuna sarıp sarmalanıp benimle birlikte masaya oturuyor. tezgâha ne kadar kirli bardak koyduysam evdeki yokluğunu örtmedi. ne kadar kalabalıklaştırsam da tek başına kirletilmiş bulaşıkların çokluğu bir türlü affetmiyor.

    ilerde ne yapacağım bilmiyorum, ileri diyebileceğim bir gelecek de olacak mı bu ülkede muamma. her geçen gün yaşanılan olayların içinden çıkamazken ben nasıl içinden sıyrılıp yolculuğumu oluşturabileceğim, bilmiyorum. yanıtlarını bulamıyorum.

    nedenlerle, niçinlerle, keşkelerle örülmüş bir yumağın ipine takılıp kalmış arı gibiyim. iğnemi dolaşmış iplerin içinden kurtaramıyorum. önce zehrimi akıtmalıyım ki kendimi anlayabilmeliyim. yaptıklarımı, yapacakken geç kalmışlarımı, hatalarımı, suçlarımı, kusurlarımı...

    bendeki bu rahatlık annemin beni sevmelerinden geldiğini çok sonraları anladıysam da artık rahatlığımdaki şımarıklığımı gösterebileceğim kimse kalmadı. sağırlığımı, az körlüğümü, peltekliğimi, duruş bozukluğumu, yüzümdeki hafif çirkinliğimi, ışık ve sözcüklerimle başarılar yaratıp biraz kendime güzellikler katmaya çalışma çabalarımı, gereksiz kaba öfkelerimi, taşkın duygusallığımı, beceriksizliklerimi, öğrenince bir aferin alan öğrenci hâllerimi, dünyanın ve benim kendime yapıştırdığım bütün iyi kötü etiketlerimin kusurlarıyla kabul eden sadece ve sadece annemdi.

    annemin beni böyle sevmesindeki rahatlığına o kadar çok alışmışım ki karşıma çıkan bütün kadınların da böyle seveceğine o kadar çok kendime inandırmışım ki, sevmelerin birbirinden farklı olduğunu, binbir çeşit yolu olduğunu, art arda gelen listelerle dolu olduğunu annem gidince anladım.

    ve anladım ki eski kız arkadaşımın da dediği gibi "her zaman yalnız kalacaksın pia. yalnız öleceksin. seni kimse sevmez."
    bir bildiği vardı demek ki.

    geçen haftalarda bir hocamız da iş konusunda tartışırken "evlat olsan sevilmezsiniz hocam." demişti.
    bir bildiği vardı demek ki.

    bugün 17 ağustos.

    yan yana olamayışımızın 8. ayı.

    #265060 pia | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0kişiye özel