çalışkanlığın kitabını yazmış güzeller güzeli canlılardır. kısıtlı bir süreye sıkıştırılmış konsantre bir ilkbahar yaşatmışlardı bana, hem de en çok ihtiyacım olan zamanlardan birinde.
berbat bir uyku düzeni ile yorgunluğuma yorgunluk katmakta olduğum, gerekli her şeyi gün içine sığdırmak için enerjimi son damlasına kadar kullandığım zamanlardaydı ve ders çalışıyordum. kötü veya çok bunaltıcı zamanlar canlanmasın gözünüzde çünkü öyle değildi. şu an hatırladığımda içimde bir huzursuzluk yok mesela. ama doğal olarak yorucuydu ve bu süreci devam ettirmek her gün biraz daha zorlaşıyordu. böyle zamanlarda insan yanına birilerini arıyor, işte benim için o birileri arılardı.
penceremden görünen bir kiraz ağacı var. bu kiraz ağacı masa başında geçen zamanları olduğundan çok daha iyi hale getirmekte tek başına yeterince iyi aslında. şimdi bahsettiğim zamanlar ise ilkbaharın ortasıydı, ben her gün sabah uyanıp perdeyi açtığımda adım adım önce ağacın çiçeğe duruşunu sonra her gün biraz daha çiçeklenmesini hayranlıkla izledim. süslenip püslenen ağaca kısa sürede birsürü arı da eşlik etmeye başladı ve sabahları benim için müthiş bir huzurla doldurdular. durup birkaç dakika onları seyretmek tek başına harika bir meditasyondu ve her ne işle uğraşıyorsanız üzerinize düşeni yapmanız gerektiğini ustaca anlatıyorlardı.
güzelim çiçeklerin etrafında dönüp dolaşan ve durmadan çalışan arılar edindiğim en iyi çalışma arkadaşlarındandı.
onlara eşlik edebildiğim için minnettarım.