Cumhuriyet tarihinin en demokratik Anayasasını yapan, siyasal, sendikal ve toplumsal özgürlüklerin önünü açan, solun gelişmesinin ortamını ve imkânlarını yaratan 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesini 12 Mart ve 12 Eylül’den farklı görmemek yanlış bir bakış açısıdır. Düz mantık önermesi olarak, " bütün darbeler kötüdür, 27 Mayıs da darbe olduğuna göre o halde 27 Mayıs da kötüdür" demek kazanımları basite indirgemektir.
Evet bir darbedir, 270 general ordudan atılmış, işkenceci oldukları savıyla tavassut eden emniyet müdürleri tutuklanmış, siyasi suçlular serbest bırakılmış, güçler ayrılığı ilkesi ve yargı bağımsızlığı getirilmiş, sansür kaldırılmıştı. Hareketin en büyük yanlışı idamlara cevaz vermesi, bunun yükünün asker üzerinde kalması, menderes ve diğerlerinin kahramanlaştırılması sonucunu doğurmuştur. Kanımca 27 Mayıs ile gerici-faşist 12 Mart ve 12 Eylül darbelerini aynı kategoride değerlendirmemek gerekir.