uykusuz’un 6 Ekim 2016 tarihli 475 numaralı sayısının kapağı , bu antlaşma hakkında dönen zafer vs. hezimet muhabbetine net bir şekilde noktayı koymaktadır. Kapakta yatakta yatan bir çocuk ve başına dikilen ve çocuğun annesi olan bir kadın vardır. Çocuk annesine “Sence Lozan, zafer midir hezimet midir? Bence hezimettir.” deyince anne de “Yine yatağa mı sıçtın?” der.
Devleti kuran iktidarın gerçekleştirdiği bu antlaşma, yerine gelen diğer iktidarların hiçbir zaman yerine getiremeyeceği muntazam bir antlaşmadır. Bu antlaşmaya benzer bir antlaşmanın benzerini gerçekleştiremeyecek iktidarlar ise hâliyle bu antlaşmanın altını oymaya, kurucu devletin temelini ve demirbaşlarını bir köstebek gibi oyarak kendi tarihlerini kuşaklara öğretmeye ve kanıksatmaya çalışırlar. Bunun en çarpıcı örneği ise şu anki iktidarımızdır. Bunların sonunu Allah’a havale edenler, er geç bunun oluşturduğu tahribatı kendi olmak üzere çevresinde misliyle yaşayacaktır. Ben uygulamalı öğrenme taraftarıyım. Hepi topu 5-10 hatta zorlayayım 15 yıl yaşayacağım. Ben çevremi bilinçlendirdiğim kadar bilinçlendiririm. Bundan sonrası onlara kalmıştır. Ancak buna çıkarları uğruna göz yumanların çocukları ve torunları, annelerinin babalarının dedelerinin ninelerin yol açtıkları tahribatı idrak ettikleri an onlara lanet ederek anacak, hatta dinen ve kültüren uygun olmayan yöntemlere başvurarak bu yuman bunlara en büyük tahribatı uygulayacaktır. Ben şahsen bu grupta yer almayı hiç istemiyorum.