mesaneye açılan böbrek kanallarını tıkadığı için, boşaltılamayan suyun böbreklerde yaptığı basıncın etkisiyle inanılmaz sancılara sebep olan, kalsiyum, ürik asit, sistin ve sitruvit gibi türleri olan, böbrek içinde oluşan taş.
sebep olduğu sancıyı tecrübe etmeden anlayabilmek imkansızdır. beş defa böbrek taşı düşüren ve altıncının yolda olduğu birisi olarak ilk ve bende en çok iz bırakan tecrübemi anlatayım.
sabah 6:00-6:30 gibi ofise gelmiştim. saat 11:00'de uçağımız kalkacaktı. mideme birden bir kramp girdi ve midem bulandı. kusmak için lavaboya koştum ama henüz hiçbir şey yemediğim için midem boştu. buna rağmen boğazlarım yanarak mide özsuyu kustum. ne oluyor lan demeden sol böbreğime mike tyson aparkatı yedim. boğazımdaki yanık artık sivrisinek ısırığı gibiydi. sendeleyerek masama yanaştım. sanki birisiyle çılgınlar gibi sevişecekmişçesine, masanın üzerinde ne varsa tek el süpürme hareketiyle yere fırlattım. masanın üzerine kıvrılarak, ortadan ikiye bölünmüş bir solucan gibi kıvrım kıvrım kıvranmaya başladım. arkadaşımı aradım ve çok net bir şekilde "olm ölüyom beni kurtar" dedim. 10-15 dakikaya geldi ve beni hastaneye götürdü. tabi ki bizim uçak biletleri yandı ve seyahat iptal oldu.
bu öyle bir sancı ki, taht oyunları'ndaki lyanna mormont'u sıkarak öldüren devin beni bir limon gibi sıkmasını, tabi önce yerden yere vurmasını isterdim. eğer bu başıma uçakta gelseydi andolsun ki o uçağı atina'ya indirttirdim :) canı kıymetli, abartıyor diye düşünmeyin. tabi ki hepimizin canı kıymetli, ama iğnesiz kanal tedavisi olan, ayak tırnağının çekilişini seyreden, ayak bileğinin çıkıntı kemiğinin üzerinden geçen o kalın damardaki derin kesiğin sebep olduğu kanama durdurulana kadar bir saat oluk oluk kan akışını izleyen, pütürlü beton saçaklı bir heykel zemininin altından kaykayla geçerken 2 metre boyunca sırtını o pütürlü zemine sürten, sandalyeden sandalyeye atlarken ayağı boşluğa düşüp gırtlağını diğer sandalyenin üst demirine vurup soluğu kesilen, boğularak hayatı kısa film gibi gözünün önünden geçen "hakikaten o kısa film olayı var, gerçekten", yetmedi mi, çocukken dere boyunda işerken pipisi arı tarafından sokulan birisiyim :)
ama her taş düşürdüğümde bir sonrakine daha hazırlıklıydım. zamanla böbrek ağrısı artık benim için daha katlanılabilir bir hal aldı. acı eşiği bakımından yavaş yavaş oldboy'daki dayı kıvamına geldim sanırım. altıncı taş yolda, son zamanlarda kendisini belli ediyor, hazır mıyım diye beni yokluyor. evet eskisinden daha hazırım ama yine de... korkuyorum lan :(