askerliğimi acemi bölüğünde revir işlerinden sorumlu eğitim çavuşu olarak yaptım.
bundan tam olarak bir ay önce birliğimize yeni acemiler gelmeye başladı ve tek tek onların kaydını yapmaya başladık. sonlara doğru 1084 sicil numaralı arkadaş (her celp dönemi sicil numarası sıfırlanır ve 1001'den başlar) birliğe gecikmeli de olsa teslim oldu ilk iş olarak valizi ile beraber, kendisine yatağını verip koğuşuna yolladık, ardından kaydını yapabilmek için kendisini tekrardan kayıt-kabul masasına aldık. 84'ün görünen tek sağlık sorunu biraz ağır işitmesiydi, 1,5 metre mesafeden bağıra bağıra zar zor anlaşabiliyorduk. başka herhangi bir şeyi yoktu. yatağını rahat bir şekilde taşıdı, yemeğini yedi vs.
ertesi gün 84'ün kulağı biraz daha ağır işitmeye başladı. 3. gün 84'ün sağ kulağı ağrımaya başladı, 4. gün 84 yemek yemedi. 5. gün 84 baygınlık geçirdi. kendisini revire götürdüm. revirde tansiyon, satürasyon ve ateş ölçüldü ve herşey sağlıklı bir insanın sahip olması gereken değerlerdeydi. revirdeki devrelerime 84'ün yemek yemediğini ve kulağının ağrıdığını söyledim, o gün doktor olmadığı için arkadaşlar bir şey yapamadı, yemek yesin biraz kendine gelsin düzelmezse tekrar getir deyip, geri yolladılar bizi.
aldım 84'ü yemekaneye götürdüm ancak ne yaparsak yapalım bir şey yemiyordu, bahanesi ise ağzını açıp kapadığında ağzına kan geliyormuş, kan gelince de midesi bulanıp kusuyormuş. 84'e sorduk " sen sivildeyken de bu rahatsızlığı çekiyorsun belli ki, bir anda olacak bir şey değil bu, sivildeyken ne yapıyordun, karnını nasıl doyuruyordun" cevabı ise fantastikti ; süt içiyorum dedi. bu konuşma gerçekleşirken yanımızda nöbetçi astsubay vardı ve cevabı duyunca onunla rahat 10-15 saniye bakıştık. astsubay'ın bakışlarından "yine, yeniden arızaya denk geldik amk" dediğini anladım. komutan "bbs çavuş git şuna kantinden süt al gel" dedi. komutana "olabilir mi amk öyle bir şey, kedi yavrusu mu lan bu" diyemedim tabi. komutana dedim ki " komutanım arkadaşın yemek yemesi lazım süt ile bu adam nasıl günlk besin ihtiyacını karşılasın, müsaadeniz olursa ben buna yemek yedirmeyi deneyeyim" dedim. komutan müsade verdi, çocuğu masaya oturttum, gittim tabldot ile yemeğini götürdüm önüne koydum, yememek için ısrar etti. bende yemesi için ısrar ettim, ağlamaklı bir şekilde yalvardı yememek için, istifimi bozmadan "yiyeceksin" dedim. arkamı döndüm komutanla çocuğun durumunu istişare ederken bir yandan da arada bir yemeği yiyip yemediğini kontrol ediyordum.
ben onu kontrol ederken kaşığı ağzına yavaşça götürüyor sonra geri koyuyordu, ben arkamı döner dönmez gayet seri hareketler ile yemeğini yiyormuş, bana bunu söyleyen ise benim eğitim çavuşu devrem. varan 1!
ertesi gün 84 yine bayıldı ve bu sefer arkadaşı ambulans ile acil servise sevk ettik ve yanına refakatçi olarak ast teğmen verildi. beraber gidip geldiler. durumlar gayet ilginçti. çünkü 84 sağ kulağında ve beyninin içinde iltihap olduğunu iddia ediyor ve daha önce bu nedenden dolayı daha önce ameliyat olduğu söylemişti. bu şikayetlerini acil serviste de söylemiş ve kendisine beyin bt incelemesi yapılmış, sonuç ise normal. bu çocuğun beyninde herhangi bir problem, iltihap yok. varan 2!
dahası bu arkadaş acil serviste doktorla konuşurken bizim ast teğmen hemen kapının dışında bu arkadaş ile doktorun konuşmasını dinlemiş. 84, doktorla arada en az 4 metre mesafe varken normal ses tonuyla konuşmuş ve doktorla hiç zorlanmadan anlaşmış. varan 3!
aynı akşam 84 yine baygınlık geçirdi. apar topar aldık revire götürdük. e mesai saati dışındayız doktor yok, bizim çocuklarda doktorla telefonla konuşarak 84'e yardımcı olmaya çalışıyordu. 84'ün durumu o kadar vahim ki oturduğu yerde sabit duramayıp banka bir anda yığılıp kaldı. karga tulumba aldık sedyeye yatırdık. sıhhıye devreme "ben dışarı çıkıyorum, bu çocuğu görünce sinirlerim bozuluyor" dedim ve devrem sanki beni öldürecekmiş gibi baktı. 84 bir türlü kendine gelmedi ve 84'ü acile sevk etme konusunda mutabık kaldık. canıma tak etti o günki nöbetçi uzman çavuşa haber verdim. benim devreler doktoru aradı, 84'ün beyin bt incelemesinin raporunu doktora yolladılar, doktor 84 ile beraber acile giden ast teğmen ile konuştu tam bu esnada bizim uzman geldi ona 84'ün bütün olayını anlattım. uzman sedyede yatan 84'ün yanına gidip fısıldayarak " 84 şimdi seni acile yollayacağız ama bu doktor sana çürük vermez, eğer yarına kadar sabredebilirsen seni başka doktora yollarız o sana çürük verir" dedi ve 84 ağlamasını kesip " o zaman sabaha kadar dayanırım komutanım" dedi. varan 4!
o gece 84'e hiçbir şey yapmadık, sadece götürüp yatağına yatırdık. ertesi gün bölük astsubayının yanına gittim, adam zaten 17 kişinin eğitim ve spor muafiyeti olmasından, 18 kişinin hastahaneye sevki bulunmasından dolayı sinirliydi. "ulan 20 yaşındaki adam hiç mi utanmaz oram ağrıyor buram ağrıyor demeye, madem rahatsızlıkları var niye tedavi görüp gelmemişler, ilk haftaları bitmemiş daha bu ne lan" diye söyleniyordu adam sonuna kadar haklı. senin askerliğini eksik yapmana mani olacak bir raatsızlığın varsa iç gelme ya da tedavi ol öyle gel. her neyse adam zaten bu konulardan dolayı sinirli ona 84'ü anlattım, verdim gazı verdim gazı. bir hışımla masasından kalktı içtima alanına doğru hızlı hızlı gitti bende peşinden tabi. içtima alanına doğru girerken bütün acemi bölüğüne "çömeeeeeeeel" diye bağırdı. o esnada bölüğün başında teğmen vardı ve olanlara şahit olmamak için kıyın kıyın yemekhane önünden fıydı. adam restmen bölüğün içinden geçti, itin götüne sokup çıkardı ama hiç ceza vermedi, küfür etmedi. 84'e de kişisel olarak bir şey demedi sadece onun koluna girmiş olan acemilere " bırakın lan onu, kendi yerinize geçin" dedi. çocuklar kendi yerlerine geçti ve 84 bölüğün arkasında tek başına kala kaldı. benim götüm ağrıyor başım ağrıyor diyen 30 küsür kişinin hepsinin şikayetleri geçmişti. :)))
bölük ast subayının bölükle işi bittikten sonra içtima alanından beraber ayrıldık. 1 saat sonra bölüğün başına tekrar döndüğümde, bir de ne gördüm. 84 çakı gibi bir asker olmuş. yanaşık düzen hareketlerini ondan daha nizamı yapan yok. eğitime 10 dakika mola verildiğinde ise 84 yanıma gelip " çavuşum mescit nerede, namaz kılmam lazım" dedi. güldüm geçtim sadece.
84'ün son durumlarını bölük ast subayına söylediğimde "ben adamı böyle imana getiririm" dedi başka da bir şey demedi. 84'e de herhangi bir ceza da verilmedi.