Eleştirisinde olayı şöyle özetlemiş: “Sabit Fiyat tasarısının tek aşikâr artısı, Avrupa ülkelerinde benzer bir uygulama olması. Artık nasıl bir artıysa bu? Öngörülen eksileri ise bol. Öncelikle internetten indirimli kitap alma devri bitecek. Kitapların mağazadaki ve internetteki fiyatları aynı veya yaklaşık olacak. İnternet sitelerinin kitap başına kâr marjları artarken satılan kitap sayısı dramatik oranda azalacak. Buna karşılık kitapçı satışları internet satışındaki düşüşü kompanse edemeyecek. Bu da neredeyse tüm yayıncılık dünyası için küçülme demek. Okur için yüksek fiyatları atlatma şansı kalmayacak. Belki de olumlu etkilenebilecek tek aktör, zincir mağazalar olacak. türkiye’deki en büyük zincir mağazaların bağlı olduğu grup düşünülünce bu tarzda bir yasa tasarısının meclisten geçme olasılığı hiç de düşük değil.”
Diğerlerinden bazıları mıy mıy etmişler. Şu süreçte boykot edilecek bir sürü yayınevi çıkacaktır. Bunlara boykotların o yayınevlerinden okuyan okumayan herkesin desteklemesi gerekiyor. Ulan zaten ben sabit fiyattaki kitabın indirimlisini satın alamıyorum. [Örnek olarak alamadığım bu 14 kitabı vereceğim. Bu kitaplar, sadece ve sadece kitapyurdu’nda selenge yayınları tarafından satılıyorlar. Bu ay boyunca %35 indirimle 545 lira tutuyorlar. Bakın, %35 indirimle 545 lira. Bayağı da kalın oldukları için kitabın adedini umursamıyorum. Şimdi bu indirim kalkarsa tutar 840 liradan aşağıya inmeyecek. Şimdi 14 kitap için 840 lira vermek size cazip geliyor mu?] Neymiş? Bu yasa geçerse kitaplardaki fahiş fiyat inebilirmiş. İneceğinin garantisini bile veremiyor haspamlar. 2017’den beri de tartışmaları sürüyormuş ve her yayınevinin görüşünün alınmadığı da belirtilmiş.
Bir kıçı kırık mağaza kalkınacak diye niye cebimden ekstra para daha vereyim? gss prim borcuyla hayatıma ediyorsunuz. Sosyal hayat zaten yok. Hayatımı tek kelimeyle sikip atmışsınız. Utanmadan dahasını istiyorsunuz. Siz var ya siz ölmekten beter olmayı hak ediyorsunuz.