1990-2000 yılları arasında peru devlet başkanlığını yapmış siyasetçi. Kendisi japon asıllıdır. Latin amerika'nın sözüm ona demokrasi ile başa geçen bir diğer diktatör görünümlü devlet başkanıdır. Başa gelir gelmez tüm sol görüşlü siyasi partiler tasfiye edilip partiler çeşitli baskılara maruz bırakılmış, üyeleri, sempatizanları, işkence görmüş, öldürülmüş, katledilmiştir. Geçmişle hesabı kapatılmayan fujimori iktidarı kaybettikten sonra köşe bucak kaçmış, ülkesi japonya'ya sığınmıştır. Sonraki süreçlerde bir şekilde yakalanıp kodese tıkılmış tabi.
Fujimori; arkasında bir eser bırakmış, kesinlikle de gözü arkada gitmeyecek. 2021 seçimlerinde daha önce siyasetin tadına bakan alberto'nun kızı keiko fujimori aday olmuş, gomünistlere kaybetmiştir. "hiçbişi olmasa da kesin bişi oldu" diyerek seçim sonuçlarını tanımamış. Belli ki 100 damarından 99'u babasına çekmiş. Atalar boşuna "katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsine yandığım cinsine çeker." dememiş. Genelleme yapmak yanlış ama sözkonusu latin amerika olunca sanırım genellenebiliyor.
Her şey bir kenara peru'ya bu kadar işkence çektirmiş olan babasının tüm eylemlerini savunan keiko'nun peru halkınca muteber sayılması ve o kadar oy alması nasıl anlamlandırılır pek çözemedim. Seçimler mi şaibeli, yoksa halk mı celladına aşık olmuş? Solun sağın iç içe geçtiği latin amerika'nın üzerine yazılacak çok şey var.