"
da vinci çoktan toprağa karışmış olsa da
mona lisa, kaşsız yüzündeki esrarlı gülümsemeyle bize bakıyor hala. Torunlarımıza ve onların torunlarına da taşıyacak aynı ifadeyi. Şair bin küsur yıl önce yazıyor şiirlerini. Kullandığı kağıdı, kalemi, oturduğu masayı, üzerindeki kıyafetleri hayal etmekte zorlanıyoruz ama dizeleri hala kalbimize değiyor. Ete kemiğe bürünüp Yunus diye görünmesinin üzerinden yüzlerce yıl geçtiği halde ozanın sesi Anadolu'yu dolaşmaya devam ediyor. Nedir bütün bunların anlamı? Gılgamış'ın, o uğursuz yılan yüzünden insanlığa hediye edemediği ölümsüzlüğü sanat mı sunmaktadır bize?"
--
spoiler --