1. manda kaymağı efsanedir. kaymağının güzelliğiyle ilgili bir de fıkra bırakalım:
    efenim, zamanın birinde, afyonda bir terzi varmış. terzi sadık.
    bu terzi sadık'ın çoğunu olmazmış. bir gün sarhoş kafayla yemin eder: allahım, eğer bir çocuğum olursa, birine vereceğim (tdk sözlük-vermek:-argo- Cinsel yönden kendisini kullandırmak.)
    gel zaman git zaman bizim sadık'ın bir çocuğu olur. ettiği yemin aklına gelir. kara kara düşünürken, aklına bir çare gelir. uzak bir diyara gidip, kendisini hiç tanıyamayacak birine vermeye karar verir. günlerce yürüyüp, uzak bir dağ başında yaşayan, kör bir çoban bulur. ona durumu anlatır ve kendisine bu konuda yardımcı olup olamayacağını sorur. kör çoban sevinçle bu teklifi kabul eder.
    terzi sadık usta, arkasını döner. kör çoban işini bitirir. sadık, pantolonunu toplayıp 'hadi eyvallah' deyip kapıdan çıkarken, kör çoban 'yolun açık olsun, afyonlu terzi sadık usta.' deyince, bizim sadık usta'nın gözleri faltaşı gibi açılır. 'sen kör değil miydin? beni nasıl tanıdın?' diye sorar.
    çoban, 'körüm ama aptal değilim. şalvarını indirmek için dokunduğumda, dikişlerinin çok düzenli olduğunu anladım. bu ancak bir terzinin şalvarı olabilirdi.' der. sadık, 'peki adımı nerden bildin?' diye sorunca, 'verdiğin söze çok sadıksın. adın sadık olmalıydı.' diye cevap verir. sadık, 'peki memleketimi nereden bildin?' diye sorunca, çoban cevap verir: 'valla sadıkçığım. ne yalan söyleyeyim, götün de kaymak gibiydi.'
    #258267 hammurabi | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0şehir