2005 eurovision'da umutları bağla*dığımız şarkı. Umut bağlamamıştık, bilakis geçen gün kafası karışık'ta dediğim üzere Sertab ve Athena'dan sonra bu 90'lar esintili şarkı, lahmacun üzerine kabak tadı vermişti.
2003 yılında sertab erener'le birinci olduğumuz, istanbul'da düzenlenen 2004'teki yarışmada Athena'nın SMS ile seçilen şarkısı for real'in dördüncülükle bitirdiği Eurovision'a 2005 yılında TRT aniden "eski Usul" katılmaya karar vermişti. Yani bir ülke finali yapılacak, popstar usulü bir jüri kurulup başvurucuların performanslarını değerlendirecek ve seçilen kişi Eurovision temsilcimiz olacaktı. Aralarında 2001'de ülkemizi temsil etmiş Sedat Yüce ve 2004'te popstar'a katılarak dördüncü olmuş Barış Kömürcüoğlu'nun da bulunduğu 7 finalistten (ki bu ikisi dışındakileri tanımam etmem) seçilen, aslen Türk ama Fransa'da doğup büyümüş ve Kolombiya asıllı Luis Ernesto Gomez ile evlenmiş gülseren yıldırım'ın halk müziği esintili bu şarkısı oldu. youtu.be/... (1:45 sonrası iki vokalistin Gülseren'in ceketini elden ele gezdirmesi, sağdaki kadın vokalin "şuraya koy" dercesine işaretleri (ne dediğini anlayamadım) şebnem paker'in gaza gelip göbek atan klavyecisi kadar bilinmiyor ha).
TRT'nin uzun yıllar yarışmaya gönderdiği usulle, uzun yıllardır giden şarkıların bir benzeri gibi olan bu acayip şarkının talihsizliği, iki başarılı eserin ardından gelmesi ve artık TRT'nin sektörde tekel olmamasıydı. Daha önce TRT bu ulusal finalde seçilen şarkıyı kesinlikle hiçbir yerde çalmaz, sürpriz olarak tutardı. Tabii özel televizyon ve radyoların pıtrak gibi arttığı dönemde bu olanak yoktu, dolayısıyla yarışmaya kadar 3 ay şarkının tefe konmasına yetti de arttı bile.
Öncelikle "çalıntı" iddiaları çıktı: www.milliyet.com.tr/... .
İşler bununla kalmadı. Eski Eurovision yarışmacıları da kamuoyu baskısına göre eleştirilerini yapmaya başladılar. En seksist eleştiri mazhar alanson'dan geldi. "O popoyla eurovision kazanılmaz" diyordu.
www.hurriyet.com.tr/... (2009'da Gülseren, armağan çağlayan'ın mezurayla poposunu ölçtüğünü de söylemişti ya, ben hatırlamıyorum).
Diğer yandan, ilk temsilcimiz semiha yankı ulusal final jürisinde bulunduğu halde "Benim favori şarkım değil. En başta altyapısının değişmesi lazım. Daha hızlı bir ritimde olursa, yarışmadaki şansımız yükselebilir. Gülseren'in performası da daha iyi olabilir" diyordu. Ulusal final jürisinden melih kibar ve garo mafyan ise pek beğenmişlerdi. Melih kibar "zaman içinde daha iyi olacak" derken garo mafyan "ya her sene birinci olmak zorunda mıyız" gibisinden bir beşiktaşlı tesellisi veriyordu. bu yarışmada çetin alp kadar kafasına kakılmasa da sıfır çekmişliği vaki seyyal taner dinlememişti, artık ilgilenmiyordu. ayrıca gururlarımız sertab erener ve demir demirkan da "başarı beklemediklerini" ifade etmişti. www.haber7.com/... (Melih Kibar mayıstaki yarışmadan bir ay kadar önce öldüğü için yeterli yurtdışı performansına sahip olup olmadığına dair yorumları eksiktir.)
Ayrıca limoncu sözlükte, bu sert eleştirenler kervanına şebnem paker ve kayahan'In da katıldığı söylenmiş ama veri bulamadım.
Gülseren ise tüm bu mobbing altında şarkıya çok güveniyor, birinci bile olabileceğini ifade ediyordu. öncelikle fazlasıyla amatör bulunan düzenleme değiştirildi, ozan çolakoğlu'na yeni bir aranje yaptırıldı. Derken böyle böyle, Kiev'de finalin tarihi olan 21 Mayıs 2005 geldi. sahnede gülseren seyirciyi gaza getirme çığlıkları atarken üstüne bir de yayın karışıp alakasız sesler mikse edilince (hem de ercan taner'in musa çözen'e "fazla heyecanlanma, çakacağız"ı türü bir hata değil) işler bombocation oluvermişti (ferhan şensoy ustadan aldım bu kelimeyi de) www.youtube.com/... (1:08 de başlıyor).
Sonuçta 92 puan toplayan rimi rimi ley, 24 ülke arasında 13. olabildi. O güne kadar şarkısına çok güvenen Gülseren, dönüşte "bu şarkıyla bu kadar" diyordu.www.hurriyet.com.tr/...
Diğer yandan eski eurovision yarışmacılarımız dahil birçok kişi "iyi bile puan aldı" demişti: www.milliyet.com.tr/...
İşin daha ilginci, şarkının fransızca ve ingilizce versiyonlarının da olmasıydı. www.youtube.com/...www.youtube.com/... Bir sonraki yıl bizi temsil eden sibel tüzün'ün ingilizce hazırladığı güftenin beğenilmeyip türkçe söz yazılması gibi bir acayip şeydi yani. Neyse ki 2006'dan sonra da artık TRT yönetimi baskıyı kaldıramamış ve eskisi gibi kesenin ağzını açmaya, sipariş usulüyle şarkı yazdırmaya başlamıştı. 2006'dan sonra da sadece bir türkçe şarkıyla gidildi.
Gülseren'den bir daha ancak 2009 yılında haberimiz oldu. TRT'tarafından ağır baskı ve mobbing görerek yarışmaya gönderildiğini ifade eden Gülseren "en fazla tazminat öderdiniz, bu başınıza gelenler çok mu iyi oldu; neden çekilmediniz" türü sorulara cevap vermedi. www.gazetevatan.com/...
Bu kadar edebiyatın üstüne, eurovision'un ülkemiz gediklilerinden erdinç tunç'un bestesine göksan erman'ın zorlama güftesini de verelim:
Rimi rimi ley li, ley li limi ley
Rimi rimi ley li, ley li limi ley
Rimi rimi ley li, ley li limi ley
Rimi rimi ley li, ley li limi ley,
hey heeeeeeey
Müptela olmuş aşkım bak aşkına
Müptela olmuş, dönmüşüm şaşkına
Ley limi ley, rimi rimi ley
Aşk değil bu, sanki bir ceza bana
Ley limi ley, rimi rimi ley
Aşk değil bu, sanki bir kara sevda
Aşk mı yordu seni, zalim?
Çok seviyordu seni kalbim
Acınası bak şu deli halim
Dön gel hadi güzelim
Sevdiğimsin, her şeyimsin
Beni yakıp üzen, güldürensin
Sonunda yine beni mahvedensin
Kader, zalimsin
Rimi rimi ley li, ley li limi ley
Rimi rimi ley li, ley li limi ley