çin'e marksizm çevirmenler aracılığıyla girmiş çoğunlukla.
bir de dikkat ettiğim kadarıyla türkçe'ye hristiyanlık ve yahudilik kaynakları pek çevrilmiyor. insanlar daha çok "sizin okumanıza gerek yok, ben sizin yerinize o kaynakları okudum." diyen kişilerin kitaplarına yöneliyorlar ki bunlardan birisi de aytunç altındal.* kaliteyi düşünün artık...
hoş gerçi summa theologica'yı tarafsız ve sansürsüz bir biçimde latince'den türkçe'ye çevirecek olan babayiğitin/anayiğitin de işi zor. en az 4 kuşaklık bir çevirmen nesline sahip olması gerekir sanırım ki torunları falan devralsın projeyi.