"Velosipet, istanbul'a, beş yaşında ya vardım ya yoktum, o zaman girdi. bir yaz akşamı koca incire asılmış, iri bir fenerin altında ailece telaş içinde bir şey bekleniyordu... iki tekerlek üzerinde yürüyen, yürüyen değil koşan, hatta uçan bir araba ! at ile, eşek ile gitmiyor... ayaklarını oynattın mı yallah... pırrrrr! diye kuş misali nereden ise havalanıyorsun; arkandan sapan taşı değil, ok-kurşun yetişemiyor. işte bu harika alet ilk defa istanbul'a, hem de bizim eve geliyordu."