bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
tanrı toprağı pişirirken böyle mi hayal etmişti bilmiyorum.
o da içini çeker mi dünyaya bakarken
yoksa kaçırır mı gözlerini açlıkla sınanan çocuklarından?
otoriteyle imtihanını geçememiş, sessizliği farz bilen coğrafyalar
kaç unutmaya satar mutluluğu?
ya onlardan başını çevirebilmek kaç ruh tüketir?
her şeye rağmen bir yaz yağmurunun sıcak dokunuşu
umuda dair neler uyandırır
hevesi tutuşmaya çoktan razı sus bakışlarda
bilmiyorum.
kendimi dağılmış satırlarla baştan yaratırken,
bir hilkat garibesi olmaya soyunurken günün dakikalarında,
caddelerinde dolaşırken
otogarlarında soğuktan titreyen ellerle saatimi yoklarken,
kimse sormuyor "neyin nesi"
tek merak ettikleri inanamadan:
kim bilir kimin sesiyim.
tenimden geriye sadece dumanı tüten yıkıntılar kalıyor bakışlarının altında,
bu harabeden geriye nasıl doğarım bilmiyorum.
sapsarı öfkeye kesmek bir akşamüstünün alaca aydınlığında,
kavga ise ne ile kavga?
neyse ki yıkmak istediğimin yolunu bilmiyorum.
bırak seller alsın bırak ne sen ne de ben kurtulalım bu tufandan,
nihayet barıştım boğulmakla,
ama ölümü kabullenmek aldığım nefese ihanet mi
bilmiyorum
bileğimdeki ağrının rengini.