1. coğrafya kaderdir, doğduğun ev kaderindir, karakterin kaderindir vs vs vs bi yığın kader tanımı yapılmış tarihte, tamamında da az ya da çok haklılık var. ama bana sorarsanız bir insanın esas kaderi annesidir.

    benim annem, beni 18 yaşında doğurmuş tam bir cefakeş karadeniz kadını. kendisi için zor olmuştur muhakkak ama genç ve enerjik anne benim için harika bir şeydi. iki çocuk birlikte büyüdük gibi. bir noktada kız kardeş de eklenince oyunlar tadına doyulmaz oldu. evin içinde ip atlardık, futbol maçı yapardık, kovalamaca oynardık, yorulmak bilmezdi. gerçi hala yorulmaz, 3 beygir gücünde bu kadın. ufak tefek de bir şey; ama safi kas bir vücudu var. bir eliyle kanepeyi kaldırır, diğer eliyle altını siler, o arada da türkü çığırır.

    babasız büyümüş, çok yokluk çekmiş, okuyamamış içinde kalmış. biz okuyalım diye yapılabilecek her şeyi yaptı sanıyorum. şurada anlatılan biziz. sonradan dışarıdan bitirdi liseyi. emekli de oldu, şimdi üniversiteye niyetleniyor.

    sadece okuma aşkımı, diplomalarımı değil; az biraz güzelsem onu da anneme borçluyum. 8 yaşında çok ağır bir su çiçeği geçirdim, aşım bayatmış. aşı karşıtlarına selâm olsun vesilesiyle. gözümün içine kadar içi su dolu döküntüler çıkmıştı, bütün vücudumu kaplamıştı. bilen bilir, aşırı kaşınır bu döküntüler ve kaşıyıp patlatırsanız izi kalır. gündüzleri bu durum bana tembihlendiğinden dayanıyordum; ama geceleri uyku içinde fark etmeden kaşınırım diye annem 20 günden fazla gece başımı bekledi. ben kaşıntıdan ağladıkça dikkatlice vücudumu kaşıdı. iz kalmadan atlattım o hastalığı, mucize gibi bir şeydi.

    ben zor bir çocuktum, sürekli başıma bir bela açardım; ağaçtan düşerdim, balkondan atlayıp evden kaçar yan mahalleye futbol oynamaya giderdim, tazmanya canavarı gibi evin altını üstüne getirirdim. kız kardeş başka türlü zordu, her boka ağlardı. 10 yaşına kadar istisnasız her gece uyanıp "annemi istiyorum" diye çığlık attı. annem her seferinde geldi, öptü sevdi uyuttu, sonra gitti yattı. biz kendi tarzımızla kudurdukça yola getirmek için ceza verirdi, neden ceza verdiğini anlatırdı; ama çok sakince yapardı bunu ve tartışmaya açmazdı. her hareketimizin sonucunu bilirdik. evliya sabrı vardı bu kadında.

    ya dertler bu kadına vız gelip tırıs gidiyor ya da derdini hiç belli etmiyor. ailece geçtiğimiz trajediler ansiklopedi doldurur, bu kadının yüzü hiç düşmedi. kuş gibi şakıdı her aşamada. anne mutlu olunca mutlu olur bir ev. ayaklı kanıtı da biziz.

    kalp kırmamak için kendini yer bitirir; ama çok pis pot kırar. bir akrabamız ilk eşi öldükten sonra 3 kere daha evlenmişti, aile içinde hafif alay malzemesiydi. çok da dindar olan bu akrabamız allahın hikmetlerini vurgulamak için bize, bir kuş türünün eşi ölünce asla başka kuşa yüz vermediğini, tek başına öldüğünü anlatmıştı. annem de "ay görüyor musun ayşe abla, kuşlar ne kadar asil hayvanlar, insanların eşi ölüyor da tekrar tekrar evleniyorlar" diye bombayı orta yere bırakmıştı. o gün bu gündür akrabamızın lakabı asil kuş asdgdsgfdh.

    çözüm üretmek konusunda bir deha. karşısına çıkan herhangi bir sorunu minimal enerji harcayarak elimine eder. süper gücü gibi bir şey.

    çok da güzel bir kadındır. yaşını anlamayıp anneme yürüyen arkadaşım oldu benim. başka bir arkadaşım da "istenc, kadınlar kendilerinden güzel kızlar doğururlar; ama senin annen nedense becerememiş, kız kardeşin de sen de pek olmamışsınız. neden öyle olmuş ki?" demişti :/

    aşırı da komiktir ve lafı gediğine çok pis koyar.

    acayip tespitleri vardır.

    daha acayip istekleri vardır.

    çok doğal bir kadındır, sıfır içten pazarlık, ne düşünse meydandadır. ve maalesef bana da bulaştırmıştır.

    babamla bir oldular sürekli gelişiyorlar efenim, durduramıyoruz.

    işin esası, annemle ilgili günlerce durmadan yazsam yine yazmadığım bir şey kalır. her gün telefonda bir saat konuşuruz, daha kimse konuşacak bu kadar şeyi nereden bulduğumuzu anlayamadı. telefona konuşmaları kaydeden bir uygulama indirdim, annemle konuşmalarımı kaydediyorum. günlük gibi oldu. canım benim ya, hayattaki en büyük şansım.
    #254390 istenc | 4 yıl önce
    1yakınlık derecesi