1. düşünsenize; bir yakınınız ağır hasta oldu. örneğin kanser. onun iyileşmesi için her şeyi yaparsınız. hani kanser bir adam olsa gidip yüzünü gözünü patlatır döversiniz. insana o motivasyonu verirsen gider mike tyson'ı bile döver ama hastalık işte elden bir şey gelmiyor ki, ya da tek bir şey geliyor. doktora gitmek. önce allahtan , sonra da doktordan medet ummak. doktor yakınınızı muayene ederken sadece bakmak kalıyor size. doktor yakınınızı ameliyat ederken size sadece ameliyathanenin önünde beklemek kalıyor. içeride o çok sevdiğiniz kişi canı ile boğuşuyor, doktorun yardımıyla. yakınınız içeride ne yaşıyor siz bilmiyorsunuz. bir allah biliyor, bir de vicdanı varsa o na yardım sağlayan doktoru. allah'tan bir mucize ümit ediyorsunuz, gözyaşları eşliğinde yoğun bakım kapısının önünde bekliyorsunuz, doktordan medet umuyorsunuz. sizin dilekleriniz ile gerçeklikler arasındaki tek bağ doktor. size kalbinizdeki acıyı dindirmeye yarayacak tek şey doktorun bilgisi. sanki tanrının mucize veren eli gibi bir şey. kutsal bir şey galiba. kutsiyet atfedilebilir bir doktora.
    peki doktor milleti bunun kıymetini bildi mi? insanlığın 7 günahından biri '' aç gözlülük'' doktor milletinin başına musallat oldu. modern hayatın en basit denklemine yenik düştüler. ne kadar az çalışıp, ne kadar çok kazanırsan o kadar iyi. yardım severlik kendini sistemin dayattığı para hırsına bıraktı. bakın eski doktorlar yan gelip deli dehşet servet yaptılar. kanunsuz işlerle ilgilendiler. büyük gebelere kürtaj yaptılar, para adına olmaması gereken ameliyatlar yapıldı. çok fakir olsa da almaması gereken fakirlerde bıçak parası aldılar. sistemin dayattığı bu aç gözlülüğe dokunmak lazımdı. bu dokunma gavur illerinde kendini malpraktis olarak isim aldı. gavur illerinde yanlış iş yapan doktorlara davalar açıldı. deli dehşet suçlar doktorlara ithaf edildi. doktorların çılgın atan rakamlarda tazminat alınmaya başlandı. amerikada malpraktis işleri iyice çığırından çıktı. sırf doktorlara malpraktis davalarına bakan avukatlık bürolarının olduğunu duydum. o illerde malpraktis var mı diye gezen avukatlar türemiş. eee tabii bu malpraktis rüzgarından türkiyenin de etkilenmemesi mümkün değil. türkiyede de malpraktis davaları hocalara açıldı. saçma sebeplerle de doktorlar ceza alınca, bu sefer doktorlardan kendini savunma refleksi açığa çıktı. halen birlik olmadılar. hepsi çok korkak. hepsi bireysel olarak savunma mekanizması geliştirdi. o da elden geldiğinde hata yapmamak, elden geldiğince az çalışmak, elden geldiği kadar para kazanmak. hiç biri riskli uzmanlıkları şeçmedi. bundan 10 yıl önce kadın doğum uzmanlığı tıpda uzmanlık sınavında en yüksek puanları alırken şimdiki yapılan sınavda hiç kimsenin seçmemesinden dolayı boş kalıyor. böyle devam edecek olursa 10 yıla kalmaz kadın doğumca kalmayacak. ee doktorlarda haklı hani. yapılan ufak bir hatanın bedeli. 10 milyon tl lik tazminat olabilir ki o da ahir ömrüde kazandığın ve üstüne çocuğun kazanacağı paraya denk geliyor. kimse salak değil. bu riske girip üstüne o kadar nöbet tutup işkence çekmeye değmez.
    doktorlar birlik olmadıkça günden güne kazandıkları parada azaldı. döner sermaye yönetmeliği para dağıtımı sürekli değişiyor, ama sadece dağıtım. ödenen para değiştirilmedi. 2007 den beri sabit. döner sermaye kuş kadar kaldı. düzgün iş yapan bir uzman doktor bu günlerde aldığı döner sermaye 800 tl civarı ancak. ( hastaneden hastaneye değişmekte, hiç vermeyen hastaneler olduğu gibi, 4000 veren hastanelerde var) .
    sistemin dayatması da ayrı bir durum. bakmayın siz randevu sistemi var denmesine . o randevu sistemi çok gevşek, kapıya gelen her hastayı içeri almak zorundasın. almazsan anından başhekimliğe şikayete gider yine aldırırlar. o da olmadı başhekimliğe akp den bir encünem aratırlar yine muayene olurlar, da muayene olmakla iş bitmiyorki. muayene kapısı şiştikçe şişiyor. herkes her zaman uzman doktora ulaşması kulağa iyi geliyor ama işin aslı öle değil, uzman doktorun kafasının bir yerinde hep malpraktis yapma korkusu vardır. bu korku ile hastayı eşelerde eşeler. milyonda bir olacak olan ihtimali göz ardı etmez tahlil üstüne tahlil ister, konsültasyon üstüne konsültasyon ister. mesela, uzamış sarılık nedeni ile gelen bir yenidoğan bebek önce yenidoğan polikliniğine gider, oradan hematolojiye, oradan, metabolizmaya, oradan gastroenterolojiye, oradan kardiyolojiye gider. sürekli olarak dolanır durur. dolandıran doktor haklıdır çünkü milyonda bir olabilecek bir hastalık dahi atlanmamış olur, ama milyonda bir olabilecek bir hastalık için en az 6-7 poliklinik gezer, hem çocuk hastenede gezdiği yerde enfeksiyon riski altındadır, hemde polikliniklerin önü hasta yoğunluğu olarak şişer, hem de gerçekten hasta olan poliklinikte daha uzun bakılması gereken gerçek hastaların atlanma riski artar. yani nereden bakarsan bak, bir kaybet kaybet durumu yaşanır. çocuk 6 aylık olur, sarılığı geçer halen polikliniklerin kapısını aşındırmaya devam eder.
    çok yakın olarak tanıdığım arkadaşım bayıldı. bayılma nedeni ile kardiyoloji polikliniğine gitti, oradan nörolojiye, oradan kbb'ye, oradan dahiliyeye, oradan ürolojiye (niye olduğunu bende anlamadım) gitti, sonrası bende koptu. haa bakarsan hepsi haklı nedenlerle yolladılar ama uygulamadan bir yanlışlık mevcut. doktorlarından zihinlerinden malpraktis korkusunu biraz gevsetmek gerek. haa onuda gevşetirsen tekrardan aç gözlülüğe başlarlar mı? (bilemedim altan)
    haa iş para kazanma dönemi de bitti. şimdi bir çocuklar için bakıcı tutsan verilmesi gereken miktar asgari ücret. net emin olmamakla birlikte aşağı yukarı 4500 tl civarı rakam. ee bir doktor annenin kazanacağı maaş ortalama 9000 tl. doktorun diğer mesleksel masraflarını da çık bakıcı ile birlikte 5000 tl aylık kafadan gitti. 4000 tl için inanın polikliniğin kahrını çekmeye, gece acil nöbetin curcunasını yemeye değmez. eşi yeterli kazanıyorsa. çoğu kadın doktor fırsat bulsa çalışmayacak. yani bu iş böyle giderse gelecek nesilleri doktorluğun o iyileştiren iyi yüzünü göremeyecek. hasta iyileştirmenin verdiği hazzı tadayan doktorlar var. sürekli saplantı şeklinde dava, tazminatı kafasını takmış doktorlar ortalıkta gezip dolaşacak.
    haa bu tazminat işini öğrenen uyanıklarda var. kendi gözlerim yakını doktor hatası yüzünden öldü diye içten içe sevinip tazminat alabileceği ümidi olan hasta yakınları gördü.
    efendim buraya kadar yazdıklarımı iç dökme olarak düşünün, işlerimi bitirir müsait olursan daha da yazarım.
    #251485 vanosss | 4 yıl önce
    0unvan