bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
merhaba canım başlığım... seni ne çok bırakmışım... biraz otlanmış, bahar gelmiş ama yabani otlar da yüz bulmuş. bu sefer yazarken düşünce gücüme sarılmadan yaşadıklarımı, salt yaşadıklarımı anlatacağım.
zor bir iki hafta geçirdim. çok zordu. inandığınız hiçbir kuvvet başınıza böyle bir şey vermemeli. vermesin. ne allah, ne tanrı, ne içinizdeki güç, ne farklı tanrılar. her neyse.
tarih 22 mart 2021. vücudumda tuhaf bir şey oldu. ne olduğunu bilemedim. hasta desen değilim, usta desen değilim. şirkete haber verdim. ben kendimi tuhaf hissediyorum ama korona olmamı gerektirecek hiçbir belirtim yok. hafta boyunca arkadaşlarla konuştum ettim. herkese anlattım, "yok bbo, sen de hiçbir şey yok dediler." cidden kas ağrısı, baş ağrısı, ateş vs. hiçbir şey yok. bi ara çok soğuk su içmiştim, boğazım ayvayı yedi sandım. tuhaflığı ona verdim.
mesela; kötü olsam tarih 24 mart 2021'de müdür iş yerine geldi. konuştuk falan. ondan hiçbir şey kaçmaz. derdi. demedi. çünkü hiçbir şeyim yoktu.
tarih 26 mart 2021'i gösterince sesim çatallanmaya başladı. ama öyle bir çatallanmak yok. iki senedir hasta olmayan ben, sesimin başka taraftan çıktığını fark ettim. fark ettim derken her gelen "bbo, grip misin?" deyince fark etmiş oldum. iyiydim. tek sıkıntım sesimdi. bütün gün boyunca sesimle ilgili yaşadığım polemiği büroya gelen iki müdür zirveye taşıdı. ikisi de " sen bir test yaptır bbo" dediler. "tamam, yaptıracağım." dedim. o gün akşam 19.00'da işten çıktım. az daha minibüsle gidecektim. abim imdadıma yetişti. çalıştığım yerdeki devlet hastanesine gittim. covid bölümü vardı. durumu anlattım. ben de ateş yoktu. halsizlik yoktu. ama müdürler abart , test yapmıyorlar dedikleri için abarttım. ilk etapta ayak üstü tansiyonuma baktılar. tansiyon 15'li bir şey. ateş 36 küsur. nabız falan da iyi.
beni içeri aldılar. içerisi bir koridor. 3 - 5 kişi vardı. içlerinde en sağlamı benim. benim çünkü; iki saat boyunca ayakta ve insanlardan uzakta bekledim. çoğu ruh gibi. bi tane çift vardı. kocası pozitif çıkmış. kadına iki kez test yapmışlar, negatif çıkmış. ama sonradan belirtiler çıkmış. ishal , baş ağrısı vs. var. içimden yok diyorum, ben de bir şey çıkmayacak.
neyse beni doktor odasına aldılar. durumu anlattım. kan tahlili yapalım, tomografi çekelim dediler. kan verdim. tomografi çekildi. bekleyeceksin dediler. tahmini iki saat geçti. bingooo. tomografide görülmüş. o sıra burun deliklerimden ve ağzımdan sürüntü aldılar. burun deliklerinden alınan sürüntü canımı yakmadı. belki tomografide görüldüğü için burnumun içini çok zorlamadılar. belki ben farkında değilim. canımın çok kıymetli olmadığını biliyorum.
elime 40 tablet ilaçtan tutuşturdular. ayriyeten reçete verdiler. bunların hepsini kullanacaksın dediler. bol da su içeceksin. nefesin daralırsa, öksürük tutarsa 112 'yi hemen ara dediler. o sıra kesik kesik öksürüğüm de vardı.
eve geldiiğimden itibaren koku gitti ama tat konusunda bir şey olmadı. hatta içtiğim su bile tatlı gelmeye başladı. yattım direkt. öksürüyorum. sabah uyandım. aklım hâLâ SÜRÜNTÜ sonucunda. sanki negatif çıkacak diye düşünüyorum. (*'lı bknz: daha neyin tribindeysem artık)
günüm ; "ilaçları kullanma bbo" mesajlarıyla geçti. başlamadım. bekledim. ben durumumu pek bilmiyordum. çünkü bana ilaçları verip beni postaladılar gibi bir şey oldu. yani neden o kadar ilacım vardı anlamamıştım. kime sorsam kullanmamış. tek ilaç varmış. ama benimki çok fazla.
neyse efendim; tarih 29 mart 2021, pazartesi. sabah uyandım, iyiydim. dinlenmiş gibiydim. tek sıkıntım öksürük. o geceydi sanırım ; 2-3 kez terledim. terledikçe üstümü değiştim. bi tuhaflık vardı. koku da almaya başlamıştım.
gün içinde hastaneden aradılar. yatış için ismim varmış. ben şok oldum. ne olduğunu anlamadım. kadın detaylı bilgi alıp bana dönüş sağladı. "ciğerlerinizde tutulum var, tedbir amaçlı hastaneye yatmalısınız. çok elzem değil. tutulum, 1. evrede. evde dinlenmek size iyi geliyorsa devam edin. ilaçlarınızı kullanın.bir sıkıntı olursa haberleşiriz." dediler. bunu demelerinin sebebi; benim iyiyim dememdi.
gerçekten iyiydim.
bu arada anneme ve babama da test yaptılar. annemin de testi pozitif çıktı. ilaç getirdiler, gittiler. annem daha hafif atlattı. abimde ve babamda hiçbir şey çıkmadı.
ilaçlarımı o vakitten sonra kullanmaya başladım. tarih 30 mart 2021, salı. pozitif çıktığımın beşinci günü. artık psikolojik miydi neydi bilmiyorum sabaah uyandığımda ölürcesine öksürüyordum. durduramıyordum. nefessiz kalıyordum. yoruluyordum. anneme iyi olmadığımı ve hastaneyi arayacağımı söyledim. zaten önceden beni aradıklarını biliyorlardı. covid birimine ulaştım. durumu anlattım. konuşurken nefes nefese kalıyordum. panik de olmuştum sanırım. evdekiler de temaslı olduğu için abime çıkış için izin verdiler. arabayla hastaneye gittik. ilk etapta var olan triyaj bölümünde konuşurken nefes nefese kalmam beni daha çok ürküttü. kalbim kuş gibiydi sanki. yeniden kan tahlili ve tomografi süreci. pratisyen hekim, doktorlara danışınca hastanede tedavi görmemin daha iyi olacağını söylediler. ama hastaneye pazartesi günü yatmadığım için hastanede yer yoktu. gün içinde gölcük'e sevk edildim.
30 marttan itibaren hastane günlerim başladı. yoğun serum, ilaç tedavisi. kan sulandırıcı, ağrı kesici, ateş düşürücü odada tektim. gün içinde iki kez hemşireler geldi. 3 kez yemek için geldiler. sabah kahvaltısı sabah 7.00'de , öğle yemeği 12.00'de, akşam yemeği 17.00'de. 17.00'den sonra açsın. ilk zaman serumların yoğunluğundan pek bir şey anlamadım. çok su içtim. zaman geçtikçe şeker isteğim tavan yapmaya ve yemeklerin midemi bulandırdığını fark ettim.
bir akşam ağrı kesici serum vermediler. o gece sabaha kadar ateşim oldu. uyuyamadım. sonraki iki akşam verdiler. arada kan tahlili ypıldı. kanımda bulunan enfeksiyon ilk etapta 22 idi. referans değerlere göre normal bir insanda 0-5 mg/l olması gerekirmiş. ikinci kan tahlilinde 10'a düştü. en son 6'ya düşmüştü.
televizyon başında 14 kanal arasında gezindim durdum. telefonla çok gerekmedikçe konuşamadım, sesim çatlıyordu, yoruluyordum. nefes nefese kalma hissi devam ediyordu. genelde 5 gün kalınsa da ben hafta sonunu da hastanede geçirdim. bugün hastanede 7. günümdü. artık taburcu olmak için çok yalvardım. çünkü damar yolu canımı yakmaya başlamıştı. kaşınmaya başlamıştım ve yatak benimle bir olmak üzereydi. dinlenemiyorsun da. sadece ilaçların iyi geldiğinin farkındasın. kilo verdiğimi fark ettim. düzen ve abur cubursuzluk her şeydir herhalde. ama televizyonda gördüğüm "amaaann bu da yenir mi be?" dediğim her şeyi canım çekti *
neyse ki bugün taburcu oldum. ilaçlarım var. 6 ay boyunca kan sulandırıcı kullanacağım. birkaç ilaç daha kullanacağım. 1 hafta sonra dahiliye bölümüne gideceğim. kendimi hâLÂ Yorgun hissediyorum. kaslarım yorulmuş sanırım. öksürük biraz biraz devam ediyor.
kıssadan hisse; öncelikli temennim kendinize dikkat edin, vitamin mineral ne bulursanız yiyin için. son zamanlarda ben kendime hiç dikkat etmedim. eğer bu hastalığa kapılırsanız ilaçlarınızı kullanın. kimseye kulak asmayın. hastaneden aranırsanız yatın. ötelemeyin. hastanede verilen sağlık hizmeti daha iyidir muhakkak. biraz yorucu bir süreçten geçtim. toparlayacağım.
en önemlisi moral. şu kısma geldiğimde teşekkür etmem gereken bir sürü insan var ve hepsini yazacağım. onlara teşekkür etmek beni daha mutlu edecek.
@483 en başından beri konuştuk. süreç başlamadan pazartesiden beri hep yanımdaydı . hastanede daha çok yanımda oldu. 483 ile drift yaparak yolların tozunu aldık :) gününün nasıl geçtiğini anlatması bile bana iyi geldi.
@trafalgar en başından beri her gün konuştuk. trafalgar gifleriyle beni mutlu ederken, sesim çıkmayınca dürtüklediler. konuşturdular. insan sessizliğe gömülünce daha çok karamsar oluyor.
@nastenkaolsam canım bana ilaçlarını kullan demişti. ahahha kulaklarımı çekse yeridir. her gün halimi hatırımı sordu, yalnız kalmadım.
şimdi şuradan itibaren önceden sözlükte olup şimdi olmayan süper kahramanlarımı yazacağım:
@yergin yoğun tempoda çalışsa bile bi kere olsun aksatmadı. iyi ki tanıdım, nasıl tanıdım ne oldu derken bi anda hayatımın ortasına düşüvermişti. güldürdüm, telaşlandırdım, rahatlattım. her şeyi beraber yaşadık. her şey gönlüne göre olmalı. biliyorum buraları okumuyorsun da ben sana müsait zamanda özet geçeceğim.
@yayladag lokumu moral depolamada süreklilik sağlayan süper güzel insanlardan. cuma günü iyi olacaksın dedi. öksürük azaldı. canın ne isterse söyle dedi. şimdilik biberli ekmek, içli köfte sözü aldım, hadi bakalım.
@dolores konuştuğum kişilerin genel özelliği kovid geçirmiş olmasıydı. dolores de öyleydi. iyi olacaksın gücünü her daim hissettirdi. kayısı güzelimdi.
@buyucu insan sevdiklerine daha güzel sitem ediyor. hayatımın turuncusuna en çok sitem etmeyi sevdim. allahtan o da beni seviyor ki anlıyor ehehe
@merethum lauxe soipas gelelimm sana adamımm. ya ben hiç inanmazdım ki biriyle can kan olayım. hayatımın odak noktası olsun. saçmalayalım, gülelim, bana kızsın, trip atsın, kküfür etsin. otumu bokumu anlatayım. öyle ki oldu işte. her gün konuştuk. sesim çatlasa da birbirimizi aradık , konuştuk uzun uzun. moral depolarımı doldurdu da doldurdu. olacak başkan, daha neler neler yapacaz başkan. bugün taburcu olunca dinlendim ve aradı. konuştuk. anlattım. usanmadan dinledi. güldük eğlendik. iyi ki ve iyi ki varsın. çok iyi ki varsın. canımsın canım.
gelelim buralardan bağımsız kişilere: benim iki kız kardeşim var. ikisi de liseden bana yadigar. kız kardeş olması için illa aynı anne karnından doğmaya gerek yokmuş. biri yakınımda , diğeri uzağımda. yakınımda olanın hakkını hiçbir zaman ödeyemem. teyzem bile hastanedeyken bir şeye ihtiyacın var mı dememişken benim kız kardeşim her gün hastaneye gelmek istedi. Sena'm ve Zehra'm. onlar benim ben büyük şansım.
iş yerinde kaos yarattım sanırım. ne kadar sevildiğimi damarlarıma kadar hissettim. sorumlum olsun, iş arkadaşlarımdan birkaçı pervane oldu. isimlerini anmam ne kadar doğru olur bilemedim. ama hepsine sevgimin en derinini borçluyum.
döndüm galiba. hayatta olmak önemli değilmiş. önemli olan hayatında kimlerin olduğu, kimlerin hayatında olduğun vs. imiş. ben hayatımda olan insanlara çok şey borçluyum. *