1. tbmm başkanı mustafa şentop'un "Cumhurbaşkanı, İstanbul Sözleşmesi'nden kararname ile çekildiği gibi Montrö'den de diğer uluslararası anlaşmalardan da çekilebilir" sözlerinden sonra başlayan montrö'yü tartışma girişimlerine karşılık 103 emekli amiralin yayınladığı bildiridir.

    bildiri şöyle:

    "Yüce Türk Milletine,

    Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.

    Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

    Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.

    Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.

    Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.

    04 Nisan 2021

    Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz."

    bu bildiriye karşı ise ciddi tepkiler var. tepkilere baktığımızda ise bildirinin içeriğine değinen kimse yok. başta fahrettin altun, devlet bahçeli gibi isimler bu bildiriye tepki gösterdiler. bildirinin içeriğinden bağımsız, amirallere anti demokratik, vesayetçi ve hatta darbeci iddiaları var. hatta 15 temmuz'da darbe girişiminde bulunan fetöcülerle bir tutuluyorlar.

    bunun yanında emniyet genel müdürlüğü, milli savunma bakanlığı ve jandarma genel komutanlığı'da tepkilerini yayınladılar. ancak hiçbirisi bildirinin içeriğinde bahsediler montrö sözleşmesiyle alakalı konuşmuyor. sadece mağdur edebiyatı yapıyor.

    halbuki bildirinin içeriği gayet açık, hukuka uygun ve ülkenin bağımsızlığı adına önemli bir sözleşmenin önemini dile getiriyor.

    ülkenin bölünmezliği, bağımsızlığı gibi konularda sesini çıkarmayanlar, bunları dile getirenleri linç ediyor. fahrettin altun'da tehdit etmiş; "Sadece imzacılar değil, onları cesaretlendiren de hukuk önünde hesap verecek..."

    buyrun, elinizden geleni ardınıza koymayın sayın altun...
    #251088 marophat | 4 yıl önce
    0belge