töre kıskacında kadın'da öyküsü yer alan bir diğer töre kurbanı. iki gündür kadın cinayetleri gündemde ya (bkz: kadın cinayetleri farkındalık kampanyası); yine @nastenkaolsam'In listesine gireyemecek kadar eski bir cinayetin kurbanının başlığını açtım. Hatice Hanelçi; 28 Aralık 1996'da şanlıurfa'da öldürülmüş, henüz 14 yaşında. Katili, 16-17 yaşlarındaki imam nikahlı kocası Ali (soyadı haberlerde geçmiyor).
Urfa'da davulculuk yapan fakir bir ailenin kızı olan Hatice, henüz 13 yaşındayken "evden bir boğaz eksilmesi" amacıyla komşularına gelin gönderilmiş. Bir arkadaşı "kocasından izin alır kındık oynardık" demiş, o derece küçükmüş yani.
Olay günü Hatice hanelçi, kocasının bir kadın akrabasıyla çarşıya çıkar. Çarşıda tuvaletleri gelen iki kadın, atlas sineması'nın tuvaletine girer ama Kapıda Hatice'nin kocası Ali'yle karşılaşırlar. Sinemanın genellikle seks filmleri oynattığını bilen katil koca, belinden bir avcı bıçağı çıkararak Hatice'yi dışarı çıkartır, sokak ortasında defalarca bıçakladıktan sonra boğazını keser, soğukkanlı bir şekilde karakola yürüyerek "avradımı bıçaklamışam" diye teslim olur. İfadesinde "sinemaya girdiğini görünce cinnet geçirdim" diyen katil, yaşının küçüklüğü sebebiyle 10 yıl hapse mahkum edilir. Ancak üç kişilik mahkeme heyetinden biri, bu cezayı çok görmüş, olay günü kurbanın sinemaya tuvalete girmesinin "bölgede örf ve ananelere aykırı" olduğunu ileri sürerek ağır tahrik şerhi düşmüş.
gazeteci mehmet faraç cinayetten sonra katil ve maktul aileleriyle görüşmüş. Hatice hanelçi'nin ailesinin tüm yoksulluklarına rağmen kalabalıklıklarını da yazar, davul ve zurna çalarak ekmeğini çıkaran üç erkek kardeşin de ikişer kumalı olduğunu, torunların sayısını kendisinin bile sayamadığını belirtir. Aile kan davası peşindedir. Katilin ailesiyse kan davasından korkarak hızla şehri terk etmiş, izlerini kaybettirmiştir. muhtemelen soyadı bile bilinmeyen katil ali de hapisten çıkınca kaçmış.