Bana kutsal gelen komşuculuk ilişkilerindeki karşı taraf.
Dört dairelik bir apartmanın en üst katında büyüdüm. Haliyle ne üst komşumuz ne de kat komşumuz vardı. Alt kattakiler de değişiyordu bir şekilde. İletişim halinde olabileceğim kimse olmadı, arkadaşlarım da yürüme mesafesinde değildi. tabii evrenin oyunları peşimi bırakmadı hiç. aynı sitede oturup samimi olan kuzenlerimi, kapı komşusuyla çok tatlı ilişkileri olan arkadaşlarımı dinledim yıllarca. hepsi de çok mutlu, şikâyetlerini duyduğumu hatırlamıyorum. haliyle çocukluğumdan beri en içimde kalmış olan şeylerden biridir kapı komşuluğu. ailen hariç birine nasıl daha yakın olabilirsin ki? olamaz işte.. evinin kapısını açtığında aynı koridoru gördüğün kişiden daha yakın olamaz gibi kimse. çok başka bir ev ama sizinkiyle aynı aslında. hani böyle aradaki mesafe üç saniye zaten, kek yapar yeriz beraber. gece uyku tutmaz; kapısı çalarım oyun oynayıp film izleriz. bu durum kafalarınızın uyuştuğu, iyi muhabbet edebildiğiniz komşu kişisi için geçerli tabii. pek yüksek bir oranda olmuyor tahminimce. çocuk ben bunları bilmiyordu.
neyse, yakın zaman önce taşındık. ama nasıl hevesliyim, tanışmak için can atıyorum. daha eve yerleşmeden yan komşumuz olan huysuz amcadan ilk gol geldi. bizimkiler eve gelmişler, tesisatla uğraşıyorlarmış sanırım. bir şeye ihtiyaçları olmuş ve tabii ki en yakınımızdan rica etmişler. bu değerli abimiz de terslemiş. bir ton laf etmiş. o zaman anladık iş olacağını. yerleştikten sonra ise hasta olan eşi vefat etti. bir sürü kişi gelip gidiyor tabii. bahsettiğim amca seksen yaşlarında, tek yaşıyor artık. biz de bütün iyi niyetimizle "bir şeye ihtiyacınız olursa buradayız." tarzı bir konuşma yaptık. kendisi terslemesinden geri kalmadı yine. "yok, olmaz." deyip geçti evine. geçenlerde de kuşlar için koyduğumuz yiyeceklere, "burayı pisletiyorlar" gibi başarısız bir argümanla karşı çıkmış. "uyarmış" kendince. eksik olmasın. koymaya devam ediyoruz, onun tarafına hiçbir zararı olmamasına dikkat ediyoruz sadece.
birkaç gün önce de karşı komşularımız taşındı. gayet tatlı, güleryüzlü insanlar. bir alete ihtiyaçları olmuş, insan olduğumuz için bizimkilerden biri vermiş. evde tek olduğum sırada teşekkür ederip geri vermeye geldiler. elim ayağıma dolaştı heyecandan. karşı komşum insandı! hem de iyilerinden.. ayaküstü konuştuk bir iki dakika. en son "görüşürüz daha çok." deyip evine geçti. benim de günümün güzel geçmesine sebep oldu.
Kısaca, her konuda "iyi insan" olmak çok zor değil gerçekten. yardım etmek, teşekkür etmek de zor değil. kalbiniz güzel olsun yeter. gerisi halloluyor bir şekilde.