Bir yabancıyı hiç tereddütsüz karalama fırsatı sunan, iletişimi bozan, kamuoyunu manipüle eden, küstahları kolayca harekete geçiren, sosyal değişim konusunda endişe kaynağı.
Fütursuzca üretilen bilgilerin filtrelemeden tüketilmesiyle ahlaki paniği tetikleyen dijital platformlar halini aldı. Ahlaki panik ne biraz ondan bahsedeyim sosyal medyanın neyin kolaylaştırıcılığını yaptığını daha iyi anlayacağız.
stanley cohen, ahlaki paniği, genellikle ırkları veya etnik kökenleri, cinsel yönelimleri, dinleri nedeniyle toplumda marijinalleşmiş kesimin "bazı şeylerin" toplumun değerlerine, güvenliğine karşı tehdit oluştuğuna dair geliştirdiği yaygın korku olarak tanımlar.
İktidarlar da bolca ahlaki panikten fayda sağlar. Bu sayede otoritelerini güçlendirirler. Son günlerde yaşadığımız siyasal islamcıların toplumsal normlarını değiştirdiği iddiası ile İstanbul sözleşmesi'nin feshedilmesini istemesi gibi. Sosyal medyayı çok iyi kullandılar bu yönde. Eşcinselliği teşvik ettiği manipülasyonu ile önce sözleşmeyi arkasından da 6284 s.k.'nu hedef aldılar.
Bilgi üretiminin denetimi olmayan bu dijital ortamların, panik üretim araçları olarak ilerleyen dönemlerde kriz tasarlamak için de kullanılacağı aşikar. Eskisinden daha uyanık ve tedbirli olmak gerekecek sanki.