genetik biliminin ilerleyişi ile provokatif tartışmalara sebebiyet verebilecek olan disiplindir. uzun vadede salt etiği aşan ontolojik bir krizin ortaya çıkması kaçınılmazdır.
biyomühendisler ile cansız nesneler üzerinde çalışan mühendislerin temel farkı biyomühendislerin insanların doğaya aristotelesçi bakışını kökünden sarsabilecek potansiyele sahip olmalarıdır ki bunu da en güzel jürgen habermas die zukunft der menschlichen natur'da açıklar. gen teknolojilerinin gelişimi ile uzun vadede aristotelesçi bakış zedelendikçe helmuth plessner'ın "beden olmak" ile "beden sahibi olmak" arasındaki fenomenolojik ayrımı bir güncelliğe kavuşacak, var olarak bulduğumuz doğa ile kendimize verdiğimiz donanım arasındaki sınır yavaş yavaş kaybolacaktır.
bugün en basit görünen gen tedavisi vektörlerinden birine örnek olarak adenovirüsleri gösterebilirsiniz. bir adenovirüsle yapılacak her uygulama aynı amacı gütmez. mesela kanser hücrelerini yok etme amacı da güdebilirsiniz, bir canlıda farklı genleri ifade etme amacı da. bu durumda modifiye işlemlerini de aynı şekilde yapamazsınız.
diyelim ki amacınız kanser hücrelerini yok etmek. bu senaryoda işinize yarayacak olan döngü litik döngüdür. amaç viral fonksiyonları yok ederek vektörü yalnızca onkolitik bir forma sokmak olacaktır, bu durumda adenovirüsün replikasyona yetkin bir vektör olarak kalması sorun teşkil etmeyecektir. lakin başka bir durumda, yani asıl amaç sizin istediğiniz bazı genlerin ifade edilmesi gibi bir amaç olduğunda adenovirüsün replikatif potansiyelini ortadan kaldırmak hücre ölümlerini engellemek için zaruri olacaktır.
kabul etmek gerekir ki bu tür uygulamalar günümüzde kullanıldığı amaçlardan çok daha ileriye götürülebilir. ilköğretimde virüsler canlı kabul edilmeyerek işin içinden çıkılır veya kürtaj tartışmaları genellikle ontolojik değil politik düzlemde yapılır. biyolojik müdahaleler ise doğası gereği inşa değil müdahale üzerine kuruludur ve sui generis bir özreferanslılığa sahiptir. bir plazmidin rolling circle replicationına müdahale etmenin ve devamında replikasyonu "akışına bırakmanın" anlamı, özne-nesne ilişkileri bağlamında bir cpu veya bir ram tasarlamak ile elbette özdeş olamaz.
günümüzde öjenizmden söz edildiğinde insanların aklı ilk olarak nazilere, übermensch mefhumuna gider. oysa öjenizm kelimesi, yani "eugenics", etimolojik olarak yunanca "eu" ve "genes"ten gelir. eu- prefixi yunancada "iyi" anlamındadır. dolayısıyla öjenizm tanım olarak, hedefinde kalıtsal özellikleri iyileştirmek olan bir disiplindir ve "ırkçılık" olarak ele alınmak zorunda değildir. bir örnek olarak kokain, eroin, alkol gibi maddelere yasaklar getirilmiş olmasının tek nedeni kişinin kendisine zarar vermesinden öte, bu tür maddelerin doğacak çocuklar üzerinde yaratacağı etkilerdir.
bu konularda kesin yargılarda bulunmadan evvel öjenizm iki ayrı grupta ele alınmalıdır: pozitif öjenizm ve negatif öjenizm. pozitif öjenizmin ereği olumlu atfedilen ırsî vasıfları çoğaltmaktır. bilakis negatif öjenizmin hedefinde olumsuz kabul edilen nitelikleri azaltmak vardır. bu tür pratiklerin modasının geçtiğini, modern ve "medeni" dünyada yeri olmadığını düşünenlerin sandığının aksine, gelişen biyoteknoloji prenatal diyagnoz gibi uygulamalara olanak tanımaktadır ve bu yöntemlere başvuran insanlar günümüz dünyasında halihazırda vardır. gelecek ile ilgili tartışmalar ise bunun ötesindedir: liberal öjenizm. ailelerin, istedikleri genlere sahip çocuklara sahip olmaları gibi olasılıklar.
bireyin özbelirlenim hakkının adli yönden nasıl konumlandırılacağı ciddi bir sorun olmakla beraber, bugün embriyolara müdahale edilmesi çeşitli sorunlara gebe olsa bile in vitro gametogenez gibi yöntemlerle öjenizm farklı bir boyut kazanabilir.