Her güne en az bir kadın cinayeti sığdırdığımız bu ülkede kadın haklarından, eşitlikten bahsetmek için önce hukuk sisteminin işleyişini düzeltip sonra da var olan yasaları uygulanır hale getirmekten daha öncelikli işiniz yok pek muhterem kadın hakları savunucusu iktidar sahipleri.
Eğer Bir kadın, canını korumak için yetkili makamlara otuzuncu şikayet dilekçesini vermeye giderken öldürülüyorsa yolda, Bir kadının çantasından "ben öldürülmemek için elimden geleni yaptım" notu çıkıyorsa katledildikten sonra, o kadının, kadınların katili tek bir kişi olamaz.
Öyle iki yüzlü, samimiyetsiz tweetler atmakla durduramazsınız kadın cinayetlerini, eyleme geçmelisiniz. İstanbul sözleşmesini uygulamalı, kadınları aşağılayan, hor gören, hedef gösteren cinsiyetçi dilinizi terk etmelisiniz. Bir kadına etnik kimliğinden, siyasi görüşünden, evli olduğu erkekten ötürü hakaret eden, ahlak dışı yorumlarda bulunan istisnasız herkesi şakşaklamayı kesmelisiniz. Hakkını arayan, susmayan, sinmeyen kadını "yollu, fahişe, namussuz" ilan etmeyi bırakmalısınız. Bir takım elbise, iki sahte sözcüğe kanmayı ya da "mış gibi" yapmayı da.
Gerçekten de 8 martı anlıyor ve içselleştiriyorsanız, samimi iseniz bir kadın daha katledildiğinde çıkardığınız seste, o zaman kanunları kişiye özel değil, herkes için eşit, koşulsuz, istisnasız uygulayın lütfen.
Yoksa bir kadının insanca muamele görmesi için önce şiddet görmesi, değerinin bilinmesi için de ölmesi mi gerek?
Emekçi, ezilen, direnen tüm kadınlara ve onların gerçek savunucularına selam olsun!