Başka bir yere odaklanabilmenizi sağladığından olsa gerek o sırada bulunduğunuz anları daha güzel, yanınızdakiyle konuştuklarınızı -duruma göre- daha çekilebilir veya eğlenceli kılabilen eylem.
Ben bir göl kenarında en iyi hangi taşın sekeceğini ararken söylediklerim ve duyduklarım hem kırıcı hem de konuşması zor şeylerdi. Ne aradığım taşı bulduğumda ne de suya doğru savurduğumda daha az kırıcı ya da kolay hale geldiler. Konuşmayı da duymayı da bırakmadım. en son aldığım taşa baktım, suya baktım, kaygısızca yalnızca fırlattım o taşı. Etrafında oluşan halelere odaklanmak aldı kaç kere sektiğini saymanın yerini.
bana öyle geliyor ki Hayatın birçok anında o sırada ne yaptığınıza odaklanmadığınızda o an daha kolay geçecektir. Farkındalığın, farkında olarak yaşamanın buna pek çok anlamda ters olduğunu bir kenara bırakırsak taş sektirmemin, önemli bir konuşmanın ne kadar önemli olduğunu fark etmemenize yardımcı olacağını salık verebilirim. İşbu anıda bahsettiklerim romantik bir ilişkiden çok uzak, yine de istediğiniz şekilde düşünebilirsiniz.
Şimdi hatırladıklarımda aynı konuşma yere serilen ufak bir örtünün üzerinde devam ederken taş sektirmeyi bıraktıktan sonra yardımıma koşanın yerdeki karıncaları takip etmek olduğunu hatırlıyorum.
işte, üstünden yıllar geçmiş olsa bile alakasız bi yerde alakasız bi şekilde hatırladığınız “taş sektirme” eyleminin size her şeyden önce o zamanları hatırlattığını fark eder, unuttuğunuz ya da umursamadığınızı zannettiğiniz bir anıyı anlatırken bulursunuz kendinizi.