1. yeni aşıların çıkmasıyla aşının etkinlik oranı, koruyuculuk oranı tabirlerini çok sık duymaya başladık ve bir sürü rakam havada uçuşuyor. bu girdide bunların ne anlama geldiğini biraz açmaya çalışacağım.

    öncelikle hiçbir covid aşısının sizin virüsü kapmanızı engellemeyeceğini söyleyerek başlayalım. aynı grip aşısı gibi, virüsü yine kaparsınız ama aşı sizin hasta olmanızı önler. ayrıca görünen o ki, tıpkı gripte olduğu gibi varyantlar hızla gelişiyor ve tüm dünya aynı anda aşılanamadığı için uzun bir süre bu virüs ve aşılarla muhatap olmaya devam edeceğiz.

    ayrıca dünyada hiçbir aşının koruyuculuk oranı %100 olamıyor. mesela her sezon yenisi çıkan grip aşılarının etkinliği %40-60 arası oluyor. kızamık %93, kabakulak %78 oluyor. ama bu durumda sıkıntı hedef alınan virüsün çok yaygın olması.

    gelelim aşılara:
    ve için %95 civarı bir rakam veriliyor.
    %62.1
    %91.6
    %89.3
    bizim sinovac’ın ’ını bilerek yazmadım listeye çünkü ülkede brezilya ve türkiye arasındaki yüzde farkı büyük tartışma konusu oldu ve %50 rakamı yapıştı kaldı üstüne. %50’ye birazdan geleceğim.

    peki bu yüzdeler ne anlama geliyor? pfizer/biontech üzerinden gidelim. %95 demek, aşılanan kişilerin %5’i hasta oldu demek değil aslında.

    yapılan deneyde iki grup vardı. 22,000 kişi gerçek aşıyı alırken, 22,000 kişiye de plasebo aşısı yapılmıştı.
    gerçek aşıyı alan 22,000 kişiden sadece 8’i hastalanmış. yani bu demek ki, aşılanan kişilerden %0.04’ü hastalanmış.

    ancak plaseboyu alan 22,000 kişiden de 162’si hastalanmış.

    8/162 = %4.93 yani %5. dolayısıyla aşının etkinliği %95 olarak çıkıyor.

    şimdi, hastalanmış dediklerinde, bu kavramın içinde, hafif bir burun akıntısından tutun (daha yüksek bir oranda) daha ciddi hastaneye yatma (çok düşük oranda) semptomlarına kadar bir skala var. aşıların yan etkileri buna dâhil değil. onlar aşıdan hemen sonra başlayıp 1-2 gün devam edebiliyor. söz konusu olan “bu hastalanma” aşı olduktan 2 hafta ve çok daha sonrasında bile gerçekleşebiliyor. çünkü ne dedik? aşı virüsü kapmanızı önlemez, çok ağır hasta olmanızı önler.

    hadi coronavac’a geri dönelim. virolog semih tareen’in bir açıklaması vardı. brezilya %50 olarak açıklamış ama ayrıca hiç kimsenin yapmadığı bir şekilde aşıdan sonra hasta olanları, çok hafif, hafif, orta, şiddetli, çok şiddetli olarak sınıflandırıp, hepsi için ayrı etkinlik oranı çıkartmış. e, aşı olanlarda hastalık görüldüğünü biliyoruz. en güvenilir dedikleri aşıda bile görülüyor. o zaman en hafif geçirenlerde etkinliğin %50 olması normal. önemli olan çok hasta olmanızı ve ölmenizi önlemesi.

    Hacettepe üniversitesi geçtiğimiz gün açıklama yaptı. aşının etkinlik oranının % 83,5 olduğunu belirtti. ama en önemlisi hastaneye yatışı engelleme oranının da %100 olduğu belirtildi. en önemlisi dedim ama daha da önemlisi, çalışmalara katılan kişilerde ölüm olmadığı belirtildi. sıfır. bakın, dağ gibi, çok sağlıklı insanlar ölüyor bundan. önemli olan hastaneye yatışları ve ölümü %100 önlemesi değil mi? istisnalar tabii ki olabilir. altta yatan rahatsızlıklar, aşıya vücudun ters bir tepki vermesi, ki bunu daha çok mrna aşılarında görüyoruz. inaktif aşılarda bu pek görülen bir şey değil ama her insan farklıdır.

    gönül isterdi ki, daha yüksek etkili bir aşıya erişimimiz olsun tabii ama şartlar ortada. elimizdekilerle yetinmek zorundayız. bu işin şakası yok, ciddi bir hastalık bu. buradaki anahtar kelime “hastalanmak”. biraz sert gireceğim ama aşı olmazsanız hastalanıp, ölme riskiniz daima var. ama aşı, ekinliği %50 dahi olsa, hastalanıp daha hafif atlatmanızı sağlayacak bir şey.

    ve son bir not: aşı olduğunuz zaman taşıyıcı olabilirsiniz. etrafınıza bulaştırma riski halen devam eder. kendinizi ve çevrenizi korumaya devam. maske, maske, maske.

    ukdesi sayılır
    #246282 lachattenoire | 4 yıl önce
    1bilimsel terim