21 mart 2021 itibariyle üçüncü sezonunu tamamlayacak dizi. böyle şeylere baştan başlamıyorum ben. hem bir sonraki haftayı beklemek zor geliyor hem de akvaryum balığı kadar hafıza kalmadığından ötürü geçen hafta ne olmuştu nerde kalmıştık derdi çıkıyor. neyse işte geçen günlerde izlemeye başladım. neil gaiman'ın kitabını okumadım. galiba işler bu sefer tersine gidecek ve diziyi bitirip kitaba başlayacağım. dizi tanrılar üzerine. amerika'da esir tanrılar üzerine hem de. pagan tanrıları bunlar. amerika'ya gelen her göç dalgasıyla birlikte insaların zihinlerinde taşınmışlar bu kıtaya. dünyanın her yerinden. mısır tanrıları da var, viking tanrıları da, hint ve afrika tanrıları da. ne var ki insanlar kendilerini yeni inançlara kaptırmış. bu tanrılara inanmayı bırakmışlar. kulsuz kalınca sokağa terkedilmiş çocuklara dönmüş hepsi de. önce semavi dinler almış bunların yerini, son devrin yeni tanrıları ise, medya, teknoloji vs. eski tanrılardan biri olan odin bütün bu kulsuzları toplayarak yeni tanrılara karşı topyekun bir savaş başlatmaya uğraşıyor. öte yandan öyle epik bir hikaye de değil anlatılan. biraz komik, biraz trajikomik. merakla izliyoruz biz de. ne olacak diye. dizideki oyuncular arasında bilindik iki isim var. biri gillian anderson diğeri ise ian macshane. çok sayıda tanıdık yüz yan rollerde gelip gidiyor ama isim olarak hafızamda yer edinmiş değil bu oyuncular. hikaye günümüzde halen inanılan tanrılara hiç bulaşmadan inanç meselesini sorgulayan bir hikaye. bu nedenle de sıradanlıktan çok uzak ve izlenebilir bir dizi.